Portreler

Tarihin izlerinde, Hitit uygarlığının ilmek ilmek dokunuşun izleri yanında, çömelek kaya adıyla da bilinen ve eski adı Piran olan yörenin, Osmanlı’nın Türkmen ve Yörük boylarının şimdiki Karabekir Mahallesi olan yerleşim yerinde köyünü kurdukları oba diyarı olarak, Ankara Keskin ilçesine bağlı bir köy iken, 1928 yılında bucak haline getirilen ve 1946 yılında Kırıkkale ilçe olunca buraya bağlanmış ve 1960 yılında 36 bağlı köy ile birlikte ilçe şekline getirilmiş, Delice beyazı üzümü ,beyaz altın tuz rezervi ,ismini aldığı delice ırmağı , güler yüzlü insanları ile tarih kokan Delice .

1965 yılında önceden Ankara iline bağlı olup, 1989 yılında Kırıkkale ye bağlı Delice ilçesinde dünyaya gelen Kenan Gökkaya, Tuba eğitimini Ankara Mızıka Okulunda tamamladı. 1986 yılında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın açmış olduğu sınavda başarılı olarak İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Tuba sanatçısı olmaya hak kazandı. Aynı zamanda İktisat eğitimi de alan Gökkaya, 1984-1999 yılları arasında Futbol Hakemi olarak Türk Futboluna uzun yıllar hizmet etti ve en genç Milli Futbol Hakemi olma unvanı elde etti.

28 yıldır İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Tuba Sanatçısı olarak hizmetinin yanı sıra 12 dönem İzmir Devlet Senfoni Orkestrası yönetim kurulu üyeliği, 10 dönem de İzmir Devlet Senfoni Orkestrası müdürlüğü görevini yaptı. Bu görevlerin yanı sıra 6 dönem İzmir Filarmoni Derneği yönetim kurulu üyeliği ve 5 dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmıştır.

Ayrıca uzun yıllar Ephesuss Brass Grubu ve Ege Brass Grubu ve Turkish Brass Ensemble oda müziği gurubu Tuba Sanatçısı ve kurucusu olarak ulusal ve uluslararası alanda sanatsal etkinlikler yürütmüştür.2003 yılında projelendirdiği “Gezici Sanat Otobüsü” projesinin, İzmir Büyükşehir Belediyesi aracılığı ile kurumsallaştırılmasını sağlayarak tüm okulların hizmetine sunulmasını sağladı.2000-2010 yılları arasında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın uluslararası (Japonya, İtalya, İspanya, 3 kez Almanya, Belçika, Malezya, Bosna Hersek) turnelerini gerçekleştirdi. Ulusal alanda: 5.Dünya Su Formu Açılışı ‘Suyun Şarkısı’ projesini, Anadolu’ya çoksesli Müziği yayma projesini, Tarihi mekan konserleri, Fabrika Konserleri, İnşaat İşçilerine yönelik ‘İşçi Konserleri’, Bahar Konserleri, Köy Konserleri Projeleri ‘Gündüzleri köy çocuklarına eğitim konserleri, Çocuklara yönelik Eğitim Konserleri “Keloğlan Senfoni’de” , “Hacivat ve Karagöz Senfoni’de” Projeleri’, “Senfonik Şaka” Projesi, Sokak Konserleri ve Halk Konserleri, Klasik Müzikle Tedavi ve Rehabilitasyon Konserleri, Çocuk Islahevi Konserleri, Huzurevi Konserleri gibi birçok projelere imza attı.2012 yılında Alsancak Rotary kulübünce ”Meslek Hizmet Ödülü” ile ödüllendirildi.

Ayrıca İzmir’in konser amaçlı salon probleminin çözülmesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliği ile İsmet İnönü Sanat Merkezi’nin ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin kente kazandırılmasında öncü oldu. 2009 yılında Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi Danışma Kurulu Üyeliği’ne getirildi ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde karşılıksız hizmet yürütmesini sağladı ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin Açılış Konseri’ni projelendirdi. Milli Bayramlara ve Özel Günlere yönelik projeler gerçekleştirdi. Ülke ve dünya müzik edebiyatına (Âşık Veysel Oratoryosu ve Çanakkale Destanı’nı) Murat Kodallı’ya bestelettirerek kazandırdı. Ayrıca İZDSO bünyesinde gençlik koroları ve çocuk koroları kurdu. 2005 – 2007 yılları arasında 25.si İzmir’de düzenlenen Dünya Üniversite Oyunları için yapılan Olimpiyat Köyü’nde kurucu başkan olarak Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Son olarak 10 yıldır Anadolu’ya güzel sanatların ulaşamadığı köylere, kasabalara, ilçelere ve şehirlere güzel sanatları ulaştırma amacını, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurumsallaştırarak (Anadolu Filarmoni Orkestrası adı altında, yürüyüşünü de Türkiye Sanat Otobüsü projesi ile) gerçekleştirdi. Anadolu Filarmoni Orkestrası Sanat Koordinatörü ve Kurucu Müdürü olarak Anadolu’ya başta müzik sanatı olmak üzere güzel sanatların ulaştırılabilmesi için çalışmalar yaptı. Kenan Gökkaya bütün gerçekleştirdiği projeleri “her kültür ancak kendi toprakları üzerinde yükselebilir” düşüncesi ile planlamıştır. Ulusal kültürümüzün evrenselleşebilmesi için yerelden ulusala, ulusaldan evrensele bir yol izlenmesi gerektiğine, halk düşünülmeden atılan hiçbir adımın, yapılan hiçbir işin, eylemin başarılı olamayacağı ve amacına ulaşamayacağı düşüncesi ile projelerinde halkı hep ön planda tutmuştur. Tüm projelerini sosyal sorumluluk duygusu ile toplumun bütün kesimlerini buluşturarak (kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, eğitim kurumları, üniversiteler, basın yayın kuruluşları ve en önemlisi halkla) onlarla birlikte gerçekleştirmiştir. Kenan Gökkaya son olarak Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığımızın Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı için düzenlemiş olduğu100.Yıl Marş yarışmasının ilk etabı olan şiir yarışmasında 81 ilimizden ve 14 ülkeden katılan 2500 e yakın, şairin şiiri arasından, YÜZÜNCÜ YILIN DÜĞÜNÜ adlı şiiri büyük jürinin beğenisini kazanarak, bestelenmeye değer 100 şiir arasına girerek, Sanayi ve Teknoloji bakanımız sayın Mustafa Varank’ın da katılımıyla 3 Mart 2022 de törenle İstanbul AKM(Opera)da gerçekleştirilen büyük bir törenle ödüllendirilmiştir.

YÜZÜNCÜ YILIN DÜĞÜNÜ adlı şiiri Kenan Gökkaya Almanya’da sanatsal yaşamını sürdüren ünlü Türk Orkestra şefi ve Bestecisi Betin Güneş’e besteleterek, cumhuriyetimize armağan edilmek üzere yüzüncü yılda, 100 kişilik bir senfoni orkestrası ile çalınıp,100 kişilik bir koro ile seslendirilecek hale getirtilerek, yüce milletimizin yüksek beğenilerine ve takdirlerine saygı ile sunulacaktır.

Sanatsal ifadenin, özgünlüğün ve yaratıcılığın anlatısı olan Tuba ‘da, kişisel olarak gelinen en üst noktayı ifade eden bir üslupla çalışmalarının hemen hemen hepsinde ,” Ensturmanında nefes ona can olsun diye üflenir” diyor.

Elbet de, İnançsız hiçbir şey olmaz, yaşayamazsınız. Her ensturmanda olduğu gibi ,hepsinin icrasında , kültür lazım,duygu lazım , başka türlü ses çıkmaz Tuba dan . Musiki iki ses arasındaki manevi münasebettir. Ruha hitap eder düşüncelerimizle demekte,

Ülkesine olan sevgisi, hem üslup hem de şahsiyeti ile bütün güzel sanatlarda olduğu gibi, icra edenin iç âlemini yumuşatan, aslında her insanın hayata, yaratılan her şeye sevgi ve muhabbetle bakmayı hissettiren bir duygu selini içerisinde yaşayan karşısındakine de yaşatan ruh hali ile hem Ülkemiz başta olmak üzere,yurt dışındaki müzikseverlere de ,Şahsının bu ulviliği insanlara cazip hale getirmesinden, “Gelenekten ,geleceğe “ sözlerimizdeki “Sevgiliden geldikten sonra, her şey kabulümüzdür.” diyen ruh anlayışımız ile gizemli ruhundaki yardımsever kişiliği, sektörlerde gösterdiği yaratıcılık ve bilge kişiliğiyle bütünleşerek zümrenin takdirini kazanmış, sevilen bir insan olması, gelecekte de insanlık adına faydalı, pek çok kapsamlı sanatsal değerleri toplumumuza kazandıracağına inanıyoruz!