ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1959
Şu an 34 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF

Günün Mesajları


♪ Kültür bakanlığı sınavında. Ankara thm koro şefi kızını aldı. Urfa korusu şefi kayın biraderini aldı. İstanbul korosu şefi oğlu ve yeğenini aldı. ilginizi çekerse detay verebilirim
ttnet arena - 09.07.2024


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 24.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 15.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Yazılar


Çin’de MüzikSayı: - 08.03.2007


Çin müziğinin kökleri çok eskilere dayanır. Gerçekten de, M.Ö. XI. yüzyılda, Şang Sülalesi döneminde parlak örnekleri ortaya konmuş olan Çin müziğinin, çok daha eski tarihlerde ortaya çıkmış olduğu kuşku götürmez. Sağlamlık ve dengeliliği bakımından olağanüstü bir nitelik taşımasına karşın, Çin müziği durağan bir müzik olmamıştır; geniş toprakları, kalabalık bir nüfusu olan eski bir ülkenin sanatından beklenecek her türlü çeşitlilik ve zenginliği yansıtmaktadır.

Üstelik Çin müziğinin önemi Çin’in ulusal sınırlarının ötesin uzanır. Kore, Japonya ve bütün Güneydoğu Asya’da, Çin’in çalgılarına rastlanmasının yanı sıra, Çin müziğinin repertuar ve üslup özelliklerinin etkisi sezilir.

Çalgılar

Çin Müzik anlatımının başlıca formlarından birini oluşturan geleneksel Çin tiyatrosunda, gerek müziğe, gerek tiyatroya kendine özgü katkılarda bulunan çalgılar kullanılır. Düz lavta ya da “yuéh-cin” (1) ve perdesiz uzun saplı lavta ya da “san şien”(5), ezgili bir anlatım elde etmek için öbür telli çalgılarla birlikte kullanılır. “Hu-çin”(2) e “erh-hu”(9) gibi telli yaylı çalgılar, melodiyi çalarlar. Batı kemanlarının tersine, bu çalılarda yalnızca iki tel vardır; bu teller üst üste gerilir ve yayın kılları tellerin arasından çekilir. Çift kamışlı, vızıltılı bir ses çıkaran üflemeli çalgı “sona”(6) ara sıra askeri törenlerde kullanılır. Ritim çalgılar, kontrast ve anlatım sağlamak için kullanılır, “şiao la”(3) ve “da lo”(4) büyük gongları, “pan”(7) şakşaklarını ve “ku” genel adı altında toplanan davul(8) çeşitlerini içerirler.

Çalgılarla ilgili ilk tanımlara, Çin krallıklarının M.Ö. II. yüzyıldan önceki tarihini belgeleyen büyük klasiklerde rastlanır. Odlar Kitabı’nda (Şi Çing) daha M.Ö. X. yüzyıl döneminden şarkı sözleri derlenmiştir. Bu sözler çalgıların dinsel eğlencelerde kullanılmasını anlatır. En sık sözü geçen çalgılar davullar, çanlar, ziller, zitherler, flütler ve ağız orglarıdır(bir tür ağız mızıkası). Günümüzde kullanılan ya da tarihsel açıdan önem taşıyan çalgılar aşağıda anlatılmıştır.

Vurmalı Çalgılar arasında Cou döneminin tınlamalı taş çanları olan “çing”ler, günümüzde Köfüçyüscülük törenlerinde hala kullanılmaktadır. Başka bir erken dönem çalgısı da Han Sülalesi’nin askeri seferleri sırasında Çin’e getirilen, Güneydoğu Asya’nın dinsel tören çalgısı “tung ku”dur (fıçı biçiminde, tunçtan yapılmış bir tür iri metal davul). Bu çalgı metal işçiliği ve süslemeleri bakımından olağanüstüdür. Günümüzde Taocu dinsel törenlerde, ayrıca operada çeşitli büyüklüklerde gonglar (lo) ve ziller (po) kullanılmaktadır.

Operayı yönetmede kullanılan çalgı, dikdörtgen şakşaklardan oluşan “pan”dır. Buddhacı törenlerde, simgesel olarak balık biçiminde oyulmuş kafur ağacından yapılma bir yarık-gong olan “mu-yü” (“Çin tapınak bloku”), müziğin vuruşunu belirlemek için kullanılır.

Birçok farklı çeşidi bulunan, “ku” genel adı altında toplanan davullar, halk müziğinde, dinsel törenlerde, operada ve eğlencelerde kullanılır. Davullarda, deri yüzler, genellikle ağaç çerçeveye çivilenir ve genellikle tokmaklarla çalınır. Çok yaygın bazı davul çeşitleri arasında, Çin’in kuzey kesiminde balad şarkıcıları tarafından kullanılan, düz biçimli “çiçek davul” (hua-ku), Çin’in her yerinde rastlanan çift yüzlü varil biçimli “büyük davul” (te-ku) ve gıcırtılı, kuru bir ses üreten, tınlayıcı küçük bir yüzü bulunan tek yüzlü “opra davulu” (pank-ku) sayılabilir.

Üflemeli Çalgılardan bambu flütleri, günümüze eski Çin’de kullanıldıkları basit biçimleriyle gelmişlerdir. Bir ucundan üflenen “şiao”nun yumuşak bir sesi vardır. Küçük topluluklara uygun düşen bir flüttür. Yandan üflenerek çalınan flüt (ti) daha keskin bir ses çıkarır, daha geniş anlatım efektlerine olanak verir. Ağızlığının yanında bulunan pirinç kağıdıyla örtülü deliği, “di”ye vızıltılı bir tını verir. “Di” yorumcuları son derece ustaca teknikler geliştirmişlerdir. Serbest kamışlı bir ağız orgu (ağız mızıkası) olan “şıng dı” çok eski bir çalgıdır. Din dışı müzikte ve Könfüçyüscü müzikte çok sınırlı bir kullanımı bulunmasına karşılık, akorlu, benzeri olmayan bir ses örgüsü üretir. Şaum (zurna) ailesinden çift kamışlı “sona”, Yakındoğu’da, Asya ve Avrupa’da da yaygın biçimde kullanılır; Çin’de Taocu törenlerde, bazen de operada çalınır.

Telli Çalgılardan “şé” ve “çin”, eski eski dönemlerde bilginlerin aşağı yukarı tümü tarafından çalınmış zitherlerdir. Bu bilginler, söz konusu çalgılar için, çok karmaşık bir repertuar ve son derece ayrıntılı bir nota yazım sistemi geliştirmişlerdir. İlk olarak XV. yüzyıl başlarında ortaya çıkan “Çin” müziği derlemeleri, notaya alınmış müziğin en büyük kaynağını oluşturur. Daha parlak sesli, 13 telli bir zither olan “ceng”, eğlence amaçlarına daha uygun olduğundan, halk arasında büyük ölçüde yaygınlaşmıştır. Bu çalgı, komşu ülkelerde de yaygınlaşmış (Çin Kültürünün Doğu Asya’daki etkilerine bir örnektir), sözgelimi Japonya’da “koto” adıyla VII. yüzyıldan başlayarak çalınmıştır. Yakındoğu kökenli, tokmaklarla çalınan bir tür santur olan “yang-çin” eğlencelerin en sevilen çalgılarındandır.

Mızrapla çalınan öbür telli çalgılar içinde, perdeli kısa birer boyunları bulunan iki lavta sayılabilir: Armut biçiminde bir teknesi olan ”pi-pa”, yuvarlak tekneli “ay gitarı” adı verilen “yue-çin”. “San şi”, uzun boylu ve yılan derisi gerili küçük teknesiyle bunlardan biraz farklıdır. IX. yüzyıldan bu yana, geniş bir yaylı çalgılar ailesi gelmiştir. Bunlar genel olarak “hu çin” adıyla anılırlarsa da, her bölgedeki değişik biçim, öbür bölgelerdekinden değişik bir ad taşıyabilir. “Erh-hu”, “ching-hu”, ti-çin”, nan-hu”, “erh-şien”, “yeh-hu”, “tou-çin” vb. Bunların tümünde küçük bir tınlatıcının içinden geçen tel taşıyan bir boyun ve kılı, iki tel arasından geçen bir yay bulunur.

NOT: Çin müzik tarihinde değişik büyüklüklerde çalgı toplulukları görülmüş, eski dönemlerde bir çalgı topluluğunun büyüklüğü, sahibinin seçkinliğinin ölçütlerinden biri sayılmıştır.

Müzik Kuramı

M.Ö. VI. yüzyıl ile M.Ö. I. yüzyıl arasında yazılmış tarih metinlerinin, törenlerle ilgili metinlerin ve edebiyat belgelerinin çoğunda, müzik yapılmasına ilişkin düşünceler ve tanımlara da yer verilmeye başlanmıştır. Bu metinler, eski Çin’in ana müzik mirasını oluşturan son derece işlenmiş ve karmaşık kusursuzluğu yansıtmaktadır.

Çin’de müzik ve müzik düşüncesi, her şeyi kucaklayan bir dünya görüşünün anlatımı olmuş, müziğin kalpten doğduğuna, evrenin bir imgesi olduğuna inanılmıştır. Yazar Lü Bu-vey, “müzikten, yalnızca dünyanın anlamını kavramış bir insanin söz edebileceğini” ileri sürmüştür. Müziğin davranışları ve inanışları etkilediğine de inanılmış; müzik, yönetimin ve düzenin temeli sayılmıştır. Dünyanın uyumu için zorunlu sayılan müzikte, seslerin düzenlenmesi (akort) kesinliğine gösterilen sürekli özen de, bu inançları yansıtır: Ses perdelerinin yeniden düzenlenmesi, her yeni imparatorun ilk yaptığı işlerden biri haline gelmiş ve Han Vu-di döneminde (M.Ö. 140–87), bir İmparatorluk Müzik Dairesi kurulmuştur.

Çin ezgisi, ek sesler de kullanılmakla birlikte, genel olarak beş notalı (pentatonik) bir ses dizisi üstüne kuruludur. Bununla birlikte, müzikte anlatım, ezgi kalıplarının değil, evrensel çağrışımları olan tek tek notaların işlevidir. Tek sese verilen bu ağırlık, tınıyı, çok büyük önem taşıdığı bir noktaya eriştirmiştir. Çin müzikçileri tınıdan, çalgılarının ve seslerinin sağladığı geniş renklendirme dizisinden, olağanüstü bir ustalıkla yararlanmışlardır.

Çin müziğinde çok sesliliğe rastlanmaz. Zither (kanuna benzer, 30–40 telli çalgı) çalgıcılarının tablaturalar kullanmaların karşılık, geleneksel nota yazılım sisteminde, dizinin her derecesi için ayrı bir işaret bulunur. Porte ile nota yazımında kullanılan işaretler, yakın dönemde dışarıdan alınmıştır.

Kaynak: Grolier International Americana Encyclopedia sayfa: 268,269
  

Yazıyı Tavsiye Et

Yorumlar


Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.