Yazılar

Fazıl Say ve varoş kültürü Sayı: 508 - 03.03.2008

Piyanist ve besteci Fazıl Say'ın bir ulusal gazetemizde yayınlanan,'Varoşlara kültür niye gitmedi?' başlıklı yazısında yaptığı değerlendirmelere, konusunun otoritesi şahsiyetler gereken cevabı vermişler. Objektif düşünen ve Türk Musikisi'ne bütün dallarıyla birlikte önyargısız olarak yaklaşan insanlarımız, verilen bu yerinde cevap ve açıklamaları gönüllerine sindirerek okumuşlardır. Musiki konusuna aşinalığı bulunan bendeniz, konuyu biraz daha derinlemesine analiz etmek isteğindeyim. 

Sayın Say, 'Klasik müziği varoşlara götürseydik seçim sonuçları böyle olmayabilirdi' görüşünü dile getirip, sanatçılığının yanı sıra gönlünden geçen politik tercihini de üstü kapalı ifade etmiş oluyor.Buna saygı duyarız.

Yıllardan beri varoş diye anılan ekonomik durumu zayıf yerleşim birimlerimizin müzikteki tercihlerinde, arabesk diye adlandırılan bir tarzı sahiplendikleri gerçeği yazılmış ve konuşulmuştur. Bunda etken olan faktörlerin ekonomik, sosyoloji ve kişi psikolojileri olduğu inkar edilemez. Çünkü varoşlarda yaşayan kesimin, bir başka kültürün heyecanına kapılmasını gerektirecek mantıklı bir sebep ve ihtiyacı yoktur. Bizler, eğitimimizin müzik dersleri kısmında; ana formlarını, çalgı aleti çeşitlerini, ünlü bestecilerini hayat hikâyeleriyle birlikte gördüğümüz ve bu öğrendiklerimizden sınavlara çekildiğimiz halde, bir Klasik Batı Müziği fanatiği olamadık. Ama şunu da eklemem gerekir. Bu müziği önyargısız anlama çabaları içinde oldum ve kimselerin bu  sanatı sırf anlamadığı ve sevemediği için küçümsemesine taraftar olamam.

Rotayı batıya çevirmenin gereğimidir milli değerlerimiz ve inanç duyarlılığını terk etmek Sayın Say? Okullardaki müzik derslerinde okunduğundan rahatsızlık duyduğunuz ilahi türü eserler, kiliselerde okunduğuna göre batı müziğinde de yer alıyor demektir.

Gönlümden geçenleri söylemem gerekirse iki temel arzum var gerçekleşmesini istediğim. Birincisi, Fazıl Say gibi Klasik Batı Müziğinde bu derece usta olan bir sanatçının, Klasik Türk Müziğimizi de ilgi alanına alması, ikincisi ise insanların; ben her şeyi hakkıyla bilirim inadında direnmekten vazgeçmeleri.   

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.