ISSN: 1301 - 3971
Yıl: 18      Sayı: 1961
Şu an 6 müzisyen gazete okuyor
Müzik ON OFF
29 Aralık 2024, Pazar 9:17:29   İyi Günler

Günün Mesajları


♪ Kültür bakanlığı sınavında. Ankara thm koro şefi kızını aldı. Urfa korusu şefi kayın biraderini aldı. İstanbul korosu şefi oğlu ve yeğenini aldı. ilginizi çekerse detay verebilirim
ttnet arena - 09.07.2024


♪ Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023


♪ Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023


♪ GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023


♪ 30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023


♪ Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023


♪ 18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 24.11.2022


♪ Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022


♪ sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 15.11.2022


♪ Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022


Tüm Mesajlar

Anket


DOB, DT ve GSGM'de 4B kadrosunda çalışanların 4A kadrosuna alınmaları için;

Sonuçları Gör

Geçmişteki Anketler

Tavsiye Et




Tavsiye etmek için sisteme girmeniz gerekmektedir.

Destekleyenlerimiz






 

Yazılar


"Hüzün Olunca İnsan Bir Yerde Çöküp Kalıyor" - Cahit BerkaySayı: 512 - 07.03.2008


Moğollar grubu söze çok dayanmayan, enstrümantale yakın bir müzik yapıyor. Neden böyle bir seçimde bulundunuz?

O zamanki solistimiz Aziz Azmet, söylediğimiz türküleri sevemedi. Daha çok İngilizce söylemek istiyordu. Aramızda bundan dolayı müzikal anlaşmazlık oluştu. Biz Moğollar'ı Türkiye'de müzik yapmak için kurmadık. İdeallerimiz yurtdışına yönelikti. Orada kendimizi farklı, denenmemiş bir şeyle tanıtmak istiyorduk. Yoksa bir takım Alman, İngiliz, Fransız gruplarının oradaki plak şirketlerinin önünde uzun kuyruklar oluşturduğunu biliyorduk. Herkes gibi bir müzik yaparsak, biz de o kuyruğun sonunda yer almak zorunda kalacaktık. O yüzden yaylı tambur ve bağlamayı, gitar, bas, davul gibi batı enstrümanlarıyla beraber kullanmaya başladık. Ortaya son derece ilginç tınılar çıktı ve yanılmadığımızı anladık. Yurtdışında da dediğimiz kuyruğa girmedik, ilk gittiğimiz plak şirketiyle hemen anlaşma yaptık. 'Dans ve Ritimleriyle Dünden Bugüne Türkiye' adlı plakla 1971'de Fransa'da Academie Charles Cross ödülünü kazandık. Bu albüm Türkiye'de 'Anadolu Pop' adıyla çıktı.

Film müzikleri deyince akla ilk gelen isimlerden birisiniz. Neye göre değerlendiriyordunuz gelen teklifleri. Her öneriyi kabul ediyor muydunuz?

Tabii seçici olduğum şeyler de var. Köktendinci filmler var örneğin. Onlardan gelen teklifleri kabul etmedim. Sinema filmleri zaten ya aşk filmidir, ya da maceradır. Bunların arasında seçme durumum olmadı, ama benim ideolojime çok aykırı olmayan şeylerdi yaptıklarım.

Örneğin Dilan, Selvi Boylum Al Yazmalım ve tabii ki Kemal Sunal filmleri... Özelliği olan, kara mizah içeren filmler...

Elbette, Kemal Sunal'ın filmleri mesajlarla dolu. Toplumun yaşadığı olumsuzlukları mizahla anlatan, hem güldüren, hem de düşündüren filmler...

Yaptığınız müzikler filmlerinin öyküleriyle bütünleşiyor...

Önemli olan yaptığım müzikte o filmin ruhunu yakalamak. Onu müzik olarak hayal edebilmek. O hayal olayı, verilen filmi ilk izlediğimde başlıyordu. İlk zamanlar zorlanıyordum. Zamanla enstrümanı düşünüyorsun, sahnenin temposunu çözüyorsun. Şimdi evimde bir stüdyo kurdum. Yeryüzünde ne kadar enstrüman varsa onların seslerini taşıyan cihazlarım var. Bilgisayar yardımıyla klavye kullanıyorum. İşi onlarla çözüyorum.

Müziğinizde yoğun olarak bir hüzün hissediyorum. Kendi içinizdeki ya da yaşamınızdaki hüzünlerin yansıması mı bu?

Hayır, değil. Bunu ilk siz söylemiyorsunuz. Duygusal bir insanım. Sevmekten korkmam. Saklamam. Sinemadaki o karede hüzünlü bir şeyler varsa, o hüznü müzikal olarak ifade edip desteklediğiniz zaman başarılı oluyorsunuz.

Sadece film müziklerini sormuyorum, Moğollar'da da aynı hüznü hissedebiliyorum.

Mesela?

'Bir Şey Yapmalı', 'Issızlığın Ortasında', 'Ölüler Altın Takar mı?' adlı parçalar...

'Ölüler Altın Takar mı?' adlı şarkıyı Taner yaptı. Mesela 'Dinleyiverin Gari' matrak bir parçadır. Türkiye'de sevinmemizi sağlayacak şeyler çok fazla yaşanmıyor ki. Aziz'le ayrılmamız enstrümantal dönemi başlatmıştı grupta. 1976'da Moğollar dağıldı. 1994'te tekrar bir araya geldik. O dönemde Sivas olayları yaşanmıştı. 'Bir Şey Yapmalı'yı Susurluk olayından sonra bestelediğimiz sanılıyor ama hayır. Biz o parçayı Susurluk'taki trafik kazasından dört ay önce yapmıştık. Bu ülkede çok yoğun yaşıyoruz. Ülkemi seviyorum ama, o sevginin üzüntülü bölümleri çok yansıyor müziğime. Sivas olayı ise aklımın almadığı bir şey. Düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Otuz yedi insanın canlı canlı yakılması, müdahale edilmemesi... Dışarıda kameralar var. Kısacası naklen yayın ve cinayet.

Müziğinizde türkü motifleri, Anadolu motifleri var. Orada da doğal olarak bir hüzün var.

Belki sevinçleri yaşarken zıplamayı seviyoruz. Hüzün olunca insan bir yerde çöküp kalıyor.

Yönetmenlerle aranız nasıldı? Sorunlar yaşadınız mı?

Bazı yönetmenler işi tamamen bana bırakıyor. Bir kısmıyla müziği üretme aşamasında da beraber oluruz (Bu çalışma yöntemi benim daha çok hoşuma gidiyor). Bazen gergin ortamlar da olur. Bu müzik olmamış, diyen ama bunu söyleme biçiminden rahatsız olduğum patavatsız yönetmenler de var. Onları zaman içersinde ayıkladım. Benim müziği beğenmeyen, bu olmamış diyen insan bana bunun doğrusunun ne olduğunu ifade etmesi lazım.

Müziğinizi dinlerken ahşap, iki katlı, eski ve bir o kadar da büyük bir konak geliyor gözümün önüne. İçinde çocuklar, ebeveynler, nineler... böylesi bir ev. Biraz feodal, biraz modern, ama hareketli, üst düzey bir memur ailesinin evi gibi bir imge dolaşıyor kafamda...

Anadolu insanıyım, ama dünyayı tanıyorum, birçok yeri dolaştım. Buna karşın Ispartalı olmanın getirdiği özellikleri de kaybetmedim. Yonttuğum çok tarafım olmasına karşın, oradan aldığım değerler de yaşama adapte olmamda kolaylık sağladı. Bunu da kaybetmek istemiyorum. O söylediğiniz evde odalar ne kadar çok olursa o kadar iyi. Çünkü her oda dünyaya açılan bir kapıdır. O da büyük bir zenginlik getirir. Teşhisiniz güzel.

Volüm 3'te bazı genç müzisyenlerle çalışmışsınız. Bu değişikliğin nedeni nedir?

Evet, değişiklik istedik, pop caz'a, caz'a ve birçok tarza yönelik yorumlar olsun istedik. Moğollar'ın kendi kalıpları var, istesek de bunun dışına çıkamıyoruz. Oysa içimizde taşan bir enerji var. İşte bu gençlerin dinamizmi bizi etkiledi, zaten tanıyorduk, seviyorduk yaptıklarını. Beraber çalışma teklifimizi kabul ettiler. Kendimizi rahat bıraktık, orada beş kişinin duyguları, yorumları var.



Kaynak: http://www.studyoimge.com/makale/961/-huzun-olunca-insan-bir-yerde-cokup-kaliyor-cahit-berkay


Yazıyı Tavsiye Et

Yorumlar


Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.