Yazılar

---

Kültür ve Sanat Kurulu mu? Kurtlar Kurulu mu?Sayı: - 15.03.2006

---

Sabahları oldukça erken kalkarım gece geç yatmama rağmen. Trabzon’un oldukça sessiz ve sakin bir sokağındaki evimin balkonunda karşılarım sabah rüzgârını. Özellikle yaz günlerinde balkonumu ve balkonumdan görünen Karadeniz’i çok severim. Bir de buna, evimin hemen birkaç metre ilersinde bulunan askeri misafirhanede görevli askerlerin, hepimizce malum bilinen ve sabah sporu milli marşı olan “yaylalar, yaylalar” türküsünü işiterek uyanmak daha bir başka çeşni olsa gerek hayatımda.

Hal böyle olunca sabah dokuz gibi dostlarımla mûtad telefon görüşmelerim olur hemen hergün. Bu telefon görüşmelerim sırasında bir önceki günün değerlendirmeleri yapılır ve iş dedikodu boyutuna vardırılmadan kendi yaşantımızla ilgili konular üzerine konuşulur dost telefonunda.

Dün sabah yine böyle bir dost telefonunda Trabzon Belediyesince oluşturulmaya çalışılan Kültür ve Sanat Kurulu üzerine söz ettik bir değerli dostumla. Aynı zamanda Mavi Nota’nın da yazarı olan bu değerli dostum benim “Kültür ve Sanat kurulu oluşturulamıyormuş ve bu nedenle de dağılıyormuş” sözüm üzerine anlattıklarında yola çıkarak şunları belirttim ben de: "Tabii bu mantıkla bir kültür ve sanat kurulu oluşturulamaz. Bir kere Kültür ve Sanat Kurulunda görev alan ya da bu kurulu oluşturmak için çalışan bazı kişiler sadece siyasi nedenlerle Yaşar Miraç gibi bir ismi bu kurulda görmek istemiyorlar. Bunun içinde epey bir patırtı ve gürültü çıktı zaten."

Yaşar Miraç ile birlikte istenmeyen başka isimler de var kuşkusuz.

Oh ne âlâ memleket!

Siz kültür ve sanat kurulu oluşturacaksınız. Ama dikensiz gül  bahçesi olacak bu isimler. Vallahi böyle dikensiz gül bahçesi olabilecek isimler biliyorsanız söyleyin de biz de bilelim. Olur ya günün birinde gerekli olur.

Dünkü bir yerel gazetede "kent konseyi mi yoksa kurtlar konseyi mi" başlıklı bir köşe yazısı yayımlandı. Yazıyı okuyunca benim burada sözünü ettiğim kültür kurulu oluşturma çalışmasına ne kadar benzediğini gördüm. Kent konseyinde de aynı garabet yaşanıyormuş gazetenin haberine göre. Tüzük gereği konsey başkanı olamayacak olan belediye başkanımız konsey başkanlığı için bazı çalışmalar içindeymiş. Bu gerçekleşmeyince de başka bir yönetim kurulu oluşturarak çalışmalarını sürdürüyormuş. Yani kent konseyinin iki yönetim kurulu varmış!

Anlayamıyorum ve anlayamıyorum doğrusu. Benim sevgili Trabzon’um ne garip bir kent oldu çıktı. Herkes kendine göre bir model oluşturuyor ve herkesin de bu modele uymasını istiyor. Ve de herkesi bu modele uydurabilmek için hiçbir entrikadan çekinmiyor.

Kültür ve Sanat Kurulu da bu nedenle aylardır kurulamadı. Bu gidişle kurulamayacak da. En güzelini yine benim sevgili dostum karikatürist Adnan Taç söyledi bana telefonda ( bu sözünü başkalarına karşı da dile getirdiği için okurlarımla paylaşmaktan bir sakınca görmedim): Bir kültür ve sanat kurulu listesi yaparlar, bu listede istenmeyenler, başta Yaşar Miraç ve diğerleri de olur, bunu belediye meclisine sunarlar, onaylanırsa ne âlâ, onaylanmasa bunun hesabına Trabzon halkı nasıl olsa sorar!

Pek sanmıyorum sevgili Adnan Taç kardeşim, bu halkın hesap mesap soracağını; unutma bu kentte sadece "top" (evet yanlış okumadınız top dedim, bayağı bildiğimiz futbol topu) için yirmi bin kişi yürüdü, başka bir şey için, böyle bir şey olacağını sanmıyorum. Kültür ve Sanat Kurulu da yine yukarıda üstü kapalı sözünü ettiğim bu egoizm sonucunda belirlenecektir. Ne senin, ne Sevgili Veysel Usta’nın ve diğer birkaç kişinin asil ve onurlu mücadelesinin bir anlamı olmayacaktır.

Aynen Kurtlar Konseyi’nde olduğu gibi…



Müfit Semih Baylan
Editör

 

---

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

---

Bu yazıya 1 yorum yapılmış.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.