♪
Kültür bakanlığı sınavında. Ankara thm koro şefi kızını aldı. Urfa korusu şefi kayın biraderini aldı. İstanbul korosu şefi oğlu ve yeğenini aldı. ilginizi çekerse detay verebilirim
ttnet arena - 09.07.2024
♪
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anarken, ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını en coşkun ifadelerle kutluyoruz.
Mavi Nota - 28.10.2023
♪
Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinin Eğitim Programları Sorunları
Gülşah Sargın Kaptaş - 28.10.2023
♪
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE!
Mavi Nota - 07.02.2023
♪
30 yıl sonra karşılaşmak çok güzel Kurtuluş, teveccüh etmişsin çok teşekkür ederim. Nerelerdesin? Bilgi verirsen sevinirim, selamlar, sevgiler.
M.Semih Baylan - 08.01.2023
♪
Değerli Müfit hocama en içten sevgi saygılarımı iletin lütfen .Üniversite yıllarımda özel radyo yayıncılığı yaptım.1994 yılında derginin bu daldaki ödülüne layık görülmüştüm evde yıllar sonra plaketi buldum hadi bir internetten arayayım dediğimde ikinci büyük şoku yaşadım 1994 de verdiği ödülü değerli hocam arşivinde fotoğraf larımız ile yayınlamaya devam ediyor.ne büyük bir emek emeği geçen herkese en derin saygılarımı sunarım.Ne olur hocamın ellerinden benim için öpün.
Kurtuluş Çelebi - 07.01.2023
♪
18. yılımız kutlu olsun
Mavi Nota - 24.11.2022
♪
Biliyorum Cüneyt bey, yazımda da böyle bir şey demedim zaten.
editör - 20.11.2022
♪
sayın müfit bey bilgilerinizi kontrol edi 6440 sayılı cso kurulrş kanununda 4 b diye bir tanım yoktur
CÜNEYT BALKIZ - 15.11.2022
♪
Sayın Cüneyt Balkız, yazımda öncelikle bütün 4B’li sanatçıların kadroya alınmaları hususunu önemle belirtirken, bundan sonra orkestraları 6940 sayılı CSO kanunu kapsamında, DOB ve DT’de kendi kuruluş yasasına, diğer toplulukların da kendi yönetmeliklerine göre alımların gerçekleştirilmesi konusuna da önemle dikkat çektim!
editör - 13.11.2022
Giriş
Özet
Konservatuvarlar, bir ülkenin sanat eğitimine yön vermesi ve kültürünün şekillendirilmesi bakımından önemli etkileri olan kurumlarımızın başında gelmektedir. Kuruldukları günden bu yana gerek modelleri gerekse yapılanmaları üzerinde tartışmaların bitmediği, ilköğretim den liseye, lisans eğitiminden lisansüstü eğitimine fiziki yapılanmadan, öğretim elemanı eksikliklerine, öğrenci kaynağından istihdam problemlerine dek var olan daha bir çok sorunu bulunan konservatuvar eğitimci ve öğrencileri nasıl bir konservatuvar eğitimi sistemi içerisindedirler? Konservatuvar yapılanmaları günümüz eğitim öğretimindeki gelişmelere cevap verebilmekte midir? Bu çalışmayla konservatuvarlarımızın bugünkü durumları “yapılanmaları” “Afyon Kocatepe Üniversitesi Örneği İle” göz önüne alınacak, bir durum tespiti yapılarak sorunların giderilmesinde çözüm önerileri üzerinde durulacaktır. Toplumların ve bireylerin değişen ve gelişen ihtiyaçları, eğitim sistemlerindeki değişimler vb gerekçelerle tepeden tırnağa gözden geçirilmeli, günümüz ülke ve dünya gerçeklerine göre “en iyi ve en doğru konservatuvar modeli” ne olmalıdır sorusuna cevap verebilecek çalışmalara bir an önce başlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Konservatuvar, Yeniden Yapılanma
Abstract
The consevatoires are our leading institution having significant effects in term of directing education of art of a country and forming its culture.In what sort of a conservatoire education system have student and teachers of conservatoire been on which arguments have never ended on both of its model and formations having many problems from elementary school to high school , from bachelor to graduate education, from physical forming to being lack of educators, from student source to the problems of deploy since the day conservatoires were founded? Can formations of conservatoire response today's developments of education-teaching? With this study, todays conditions of our conservatoires, their formations will be dealt with.examples Afyon Kocatepe University It will be based on analysis proposals on removing problems by proving of a condition. The changing and devoloping needs of the society and individuals will be examined fully with causes such as changes in education system etc.The studies should be started instantly. Which will give an answer to question “what sort of the best and right conservatoire should be according to todays realities of country and world.
Key Words :Conservatoire, Reconstructıon
Eğitim “Genel anlamda bireyde davranış değiştirme süreci. Bireylerin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci” (Demirel,1993:36) “Bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve olumlu değerdeki diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamıdır.” ve benzeri değişik ifadelerle tanımlanmakla birlikte “yaygın bir biçimde ‘insanın kişiliğini besleme süreci' ve “insan sermayesine yapılan yatırım” olarak kabul edilmektedir.” (Senemoğlu, 2004:xxiii) Müzik eğitimi de farklı ifadelerle tanımlanmakla birlikte “temelde, bir müziksel davranış kazandırma, bir müziksel davranış değiştirme veya bir müziksel davranış değişikliği oluşturma, bir müziksel davranış değişikliği geliştirme sürecidir” (Uçan,1994:14) “Türkiye de müzik eğitimi ‘örgün (okul içi)' ve ‘yaygın(okul dışı)' olarak düzenlenmekte, ‘genel' ve ‘mesleki' olmak üzere iki ana çerçevede planlanıp uygulanmaktadır.”(Uçan, 1994:41)
Türk müzik eğitiminin köklü bir geçmişi vardır. Uçan, binlerce yıl öncesine dayanan bu geçmişi Anadolu'nun ilk kez Türkiye olarak adlandırdığı zaman ile sınırlandırmıştır. Selçuklular (1071/1299) ve Osmanlı İmparatorluğu (1299/1920-1922) döneminde büyük atılımların yapılamadığı müzik eğitimi Cumhuriyet döneminde Gökalp ve özellikle Atatürk'ün düşünce ve görüşleri ile temellenmiş ve yönlendirilmiş çağdaş ve akılcı atılımlar yapılmıştır. “Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren müzik eğitimi alanında, Atatürk'ün önderliğinde Meclis, Hükümet, Milli Eğitim (ve Kültür) Bakanlığı, Talim ve Terbiye Dairesi, Milli Eğitim Şurası, ilgili uzmanlar kurulu, ilgili uygulayıcı birimler vb. düzeylerinde çeşitli ve yoğun çalışmalara girişilmiş; önemli atılımlar yapılmış; kısa, orta ve uzun süreli kurumsal, yasal, tüzüksel, yönetmeliksel ve programsal düzenlemelere gidilmiştir. Bu atılımcı girişim çalışma ve düzenlemeler Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze değin sürüp gelmektedir.” (Uçan,1994:45)
Çalışmaların odaklandığı ve büyük aşama kaydedildiği mesleki müzik eğitimi veren konservatuvarlar; profesyonel müzikçi ve sahne sanatçısı yetiştirmesi bakımından örgün müzik eğitiminde önemli eğitim kurumlarımızdandır. Konservatuvar terimi “dilimize Fransızca conservatoire sözcüğünden girmiştir. Almanca Konservatorium, İtalyanca conservatorıo, İngilizce conservatory… Türkiye'nin ilk konservatuvarı Dâr-ül Elhân (Ezgiler Evi) adını taşır. (kuruluşu: 10 Ocak 1917) Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra bu kurumun adı, İstanbul Belediye Konservatuvarına dönüştürülmüştür. Atatürk'ün isteği üzerine kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı ise öğretime 1936 yılında başlamış onu süreç içerisinde 2000 yılına kadar kurulan 15 konservatuvar izlemiştir. (Say, 2005:Cilt II:292) Mayıs 2007 tarihi itibariyle “Üniversitelerarası kurul sanat dalları eğitim konseyi” bilgilendirme kitapçığına göre ülkemizde 64 devlet, 25 vakıf üniversitesi, 2 ileri teknoloji enstitüsü, 5 askeri yükseköğretim kurumu bulunmaktadır. Sanat eğitimi veren üniversite sayısı ise 44'tür. Bu sayı ülke genelinde eğitim veren üniversitelerin %49,4 ünde sanat eğitimi verildiğini göstermektedir. Konservatuvar eğitimi veren üniversite sayısı ise 23'tür.
YÖK'ün tanımına göre konservatuvarlar “Müzik ve Sahne sanatlarında sanatçı yetiştiren bir yükseköğretim kurumudur.” (YÖK,2006:16) Konservatuvarlar, bir ülkenin sanat eğitimine yön vermesi ve kültürünün şekillendirilmesi bakımından önemli etkileri olan kurumlarımızın başında gelmektedir. Kuruldukları günden bu yana gerek modelleri gerekse yapılanmaları üzerinde tartışmaların bitmediği ve bu günkü görünümleriyle de bitmeyeceğinin anlaşıldığı bu kurumlar; toplumların ve bireylerin değişen ve gelişen ihtiyaçları, eğitim sistemlerindeki değişimler vb gerekçelerle tepeden tırnağa gözden geçirilmeli, günümüz ülke ve dünya gerçeklerine göre “en iyi ve en doğru konservatuvar modeli” ne olmalıdır sorusuna cevap verebilecek çalışmalara bir an önce başlanmalıdır.
“Günümüzün ihtiyaçları dikkate alınarak yetiştireceğimiz insana çok boyutlu eğitim verilmesi zorunludur. 21. yüzyılın insanından esnek, insancıl, demokratik, katılımcı, yaratıcı, girişimci, bilgi ve becerilerini sürekli geliştiren, kendine güvenen, sorgulayan, eleştiren, tartışan, muhakeme eden, karar veren, ulusal ve uluslar arası alanda bilimsel bilgi üretimine katkıda bulunan, çevreye duyarlı, hak ve sorumlulukların bilincinde vb. bireyler olması beklenmektedir.”( Aksu,2005:25)
Çalgısını veya uzmanlık alanını (haklı gerekçelerle) merkeze alan konservatuvar öğrencisi bununla birlikte çağdaş insanın temel nitelikleri olarak görülen “ ana dilde ve en az bir yabancı dilde iletişim becerilerinin bulunması, temel matematik, fen ve teknoloji okur yazarlığı, öğrenmeyi öğrenme, kişiler arası ve kültürler arası sosyal yeterlikler, vatandaşlık yeterlikleri, girişimcilik ve kültürel farkındalık” (Aksu,2005:25) bilgi ve becerilerine sahip olabilmelidir.
Günümüz konservatuvar eğitimcisi de yukarıda bahsedilen bilgi ve becerileri öğrencilerine aktarabilmesi için araştırma yapmalı, elde ettiği sonuçları yorumlamalı, yaratıcı olmalı, kendi alanında veya ilgi alanlarında var olan problemleri çözmeli, öğrencisini çok boyutlu yetiştirmeli, öğrencisi ile etkin iletişim kurabilmeli, gelişen ve hızla yenileri eklenen eğitim ve öğretim teknolojilerini kullanabilmeli, alanındaki ulusal ve uluslararası gelişmelere duyarlı olmalıdır. Örneğin 1999 Bologna deklarasyonu, 2001 Prag, 2003 Berlin toplantıları, 2003 Dublin'de yapılan “Yeni Eğitim Politika Sorunları “OECD Üst Düzey Eğitim Sorunları Toplantısı 2005 Bern vb toplantılarda alınan kararlara kayıtsız kalmak dünya gerçeklerini göz ardı etmek anlamına gelecektir.
Günümüz ve ülke dünya gerçekleri; konservatuvar eğitiminin ve bu eğitimi alan öğrencinin önünde bir engel değildir.
Konservatuvarlarımız; Kredi sistemi (ECTS-AKDS), öğrenci ve öğretim elamanı hareketliliği, Avrupa boyutu, kalite güvencesi, akreditasyon, sertifika işlemleri, uluslar arası katılım ve işbirliği çalışmaları vb gelişmelerin neresindedir?
İlköğretim den liseye, lisans eğitiminden lisansüstü eğitimine fiziki yapılanmadan, öğretim elemanı eksikliklerine, öğrenci kaynağından istihdam problemlerine dek var olan daha birçok sorununu çözememiş konservatuvarlar bu gelişmeler karşısında ne derece başarılı olabilecektir?
Yukarıda bahsedilen özelliklerde olması beklenen eğitimci ve öğrenciler nasıl bir konservatuvar eğitimi sistemi içerisindedirler?
Günümüz konservatuvar eğitim sistemi ve konservatuvar yapılanmaları bu gerçeklere cevap verebilmekte midir? Bu çalışmayla konservatuvarlarımızın bugünkü durumları “yapılanmaları” göz önüne alınacak, bir durum tespiti yapılarak sorunların giderilmesinde çözüm önerileri üzerinde durulacaktır.
Sayıları 23'ü bulan konservatuarlarımızın yapılanmaları dikkatlice incelendiğinde kurum adları, bölüm, anabilim dalları, ana sanat dalları, adları ile birbirinden farklı bir yapıda oldukları görülecektir. Bu durum kurumlar arasında farklı programların uygulanmasına yol açmakta ve farklı yapılanma, farklı programlar sonucunda ise farklı yapıda öğrenciler mezun edilmektedir.
Konservatuarlarımızın genel görünümlerini düşünerek cevap verilmesi gereken bazı soru ve sorunları da şu şekilde sıralayabiliriz.
1) Konservatuar'mı Konservatuvar'mı ?
2) Türk Müziği Konservatuvarı mı, Türk Musikisi Konservatuvarı mı ?
3) Batı Müziği Bölümü'mü Müzik Bölümü'mü?
4) Türk Halk Müziği Bölümü'mü Türk Halk Müziği Anasanat Dalı'mı?
5) Klasik Türk Müziği'mi Türk Sanat Müziği'mi, Geleneksel Türk Müziği mi?
6) Üflemeli ve Vurmalı Çalgılar'mı, Üfleme Çalgılar'mı, Üfleme ve Vurmalı Çalgılar' mı? Üfleme ve Vurma Çalgılar mı, Nefesli Çalgılar ve Vurmalı Çalgılar mı?
7) Müzikoloji Bölümü'mü, Müzikoloji Anabilim Dalı'mı,
8) Kompozisyon Bölümü'mü, Kompozisyon Anasanat Dalı'mı?
9) Çalgı Yapım Bölümü'mü, Çalgı Yapım Anabilim Dalı'mı?
10) Yaylı Sazlar mı? Yaylı Çalgılar mı?
11) Sahne Sanatları Bölümü'mü, Sahne Sanatları Anasat Dalı'mı?
12) Türk Müziği, Temel Bilimler içerisinde Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği yapılanması'mı yoksa bu iki dala ayrı birer Bölüm veya Anasanat Dalı'mı?
13) Konservatuvarlar Türk ve (Batı) Müzik Bölümleri olarak ayrılmalı mı yoksa adı geçen müzik türleri aynı çatı altında eğitim verebilir mi? Aynı çatı altında eğitim verilecekse yapılanma nasıl olmalı? (İTÜ) örneği mi uygulanmalı, (AKÜ) örneği mi uygulanmalı?
14) Lisans eğitimi olmayan konservatuvar (batı) müzik bölümü olur mu?
15) İlköğretim ve Orta öğretim kısmı olmayan Konservatuvar (batı) müzik bölümü olur mu?
16) Konservatuvarlarımızda kariyerli eğitici sayısı neden azdır ve neden bu yönde çalışmalar yapılmamaktadır? Veya öğretim kadrosunun akademik kimliği konservatuvarlar için gereksiz midir?
17) Türk müzik ekolü var mıdır ? Olmalı mıdır? 21. Yüzyılın Türk eğitim sistemi içerisindeki Konservatuvar öğrencileri hangi ekole, sisteme, hedeflere göre yetişeceklerdir?
18) Konservatuvar yöneticileri ve öğreticilerin niçin öğrenci yetiştirdiklerini bilmek temidirler?
19) Ülkemiz koşullarına göre konservatuarların sayısal durumunun ne olması gerektiği konusunda araştırma yapılmış mıdır? Konservatuvarların sayısı- ülke genelindeki yerleşim yerlerine göre dağılımları yeterli midir? Bölge konservatuvarlarının açılması konusunda ne düşünülmektedir
20) Konservatuvarlarımızın bugününü ve yarınlarını değerlendirmek üzere gerek kişiler gerekse kurumlar arası ilişkilerin ve iletişimin durumu nedir?
21) Konservatuvarlardan mezun olan gençlerin istihdam edilebilmeleri için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Ne gibi çalışmalar yapılabilir?
22) ALES-ÜDS alanlarındaki gelişmeler, lisansüstü eğitimin yaygınlaşması, akademisyen açığı vb konularda ne gibi çalışmalar rehberlik hizmetleri yapılmakta, üniversiteler arasında ne tür ilişkiler kurulmaktadır?
Yeniden Yapılandırma
Bu kadarla sınırlı olmayan ve dikkatlice incelendiğinde daha birçoklarıyla karşılaşabileceğimiz tüm sorunlar, benzeri sorular; konservatuarlarımızın yeniden ele alınması, değerlendirilmesi ve yapılandırılmasına yönelik düşünceleri ortaya çıkarmıştır. Konservatuvarlarımızın bugünkü durumu göz önüne alındığında ve yürütülen programlar dikkatlice incelendiğinde eğitim fakültelerinde yapılan düzenlemelerin ne kadar yerinde ve gerekli olduğu anlaşılacak, aynı düzenlemelerin ve yapılandırmaların konservatuvarlarımızda da yapılması gerektiği görülecektir. 1997'de kararlaştırılan ve 1998'de yürürlüğe konulan Eğitim fakültelerindeki 12. yeniden yapılandırma çalışmaları ile müzik bölümleri anabilim dalı yapısına dönüştürülmüştür. Bu yapılandırma ve sonucunda meydana gelen değişimler beraberinde eleştirileri ve tartışmaları da getirmiş, tartışmalar özellikle müzik öğretmenliği yetiştirme programı üzerinde yoğunlaşmıştır. Tartışmalar bugün hala sürse de kabul edilen bir gerçek vardır ki müzik öğretmenliği programına bir çeki-düzen getirilmiştir.
Hiç kuşkusuz konservatuvarların yapılanmaları üzerinde de çalışmalar yapılmıştır. Örneğin “Cumhuriyet döneminde Türk Müzik kültürünün ve müzik eğitiminin geliştirilmesinde doğal ve kaçınılmaz olarak çeşitli yapısal model arayışları olmuştur. Atatürk önderliğindeki model arayışlarının ilk somut ürünü “Musiki Muallim Mektebi” modelidir.(1924) Bunu Atatürk'ün yasalaştırdığı “Milli Musiki Temsil Akademisi” modeli(1934) ile Hindemith'in önerdiği “Devlet Müzik Yüksekokulu” modeli izlemiştir. Atatürk'ün yasalaştırdığı “Milli Musiki ve Temsil Akademisi” modelinde Musiki Muallim Mektebi bu akademiye bağlanıyordu.
Hindemith 1935'te “Devlet Konservatuvarı Modeli Değil “Devlet Müzik Yüksek Okulu” önermişti. Ancak, Türk uzmanlarca algılanıp benimsenen, gerçekleştirmeye kalkışılan ve gerçekleştirilen model “Devlet Konservatuvarı” modeli olmuştur.(1936) Hindemith'in “Devlet Müzik Yüksek Okulu Modeli” müzik alanının bestecilik, seslendiricilik-yorumculuk, yönetkenlik, müzikbilimcilik, müzik eğitimcilik ve müzik teknikçilik olarak belirginleşen tüm ana kollarını bir bütün olarak gören çağdaş anlayış ve yaklaşımı büyük ölçüde yansıtan bir modeldir. Türkiye bu çağdaş model yerine Hindemith'in deyişiyle “Eskimiş Avrupa Konservatuvarları” örnek alınarak kurulan İstanbul Konservatuvarı'nın (Hindemith 1985,92-93) daha geliştirilmiş biçimi olarak nitelendirilen geleneksel “Konservatuvar” modelini benimseyip uygulamıştır (Uçan,2004:25)
Kuruluşundan günümüze dek Konservatuvarlar tümden bir yapılanma olarak değil kendi içlerinde yapılanmalara giderek sorunları-sorunlarını çözmeye çalıştılar. Zamanla gelinen nokta ise yukarıda bahsedilen (ortak) soru ve sorunları ortaya çıkardı. (Türkmen,2007:229)
Konservatuvarların özellikle de müzik türlerinde taraflaşmaları sorunları farklı tartışmalara yöneltti. “Yetmiş beş yılını geride bırakan Cumhuriyet eğitim modeli içinde Müzik Eğitiminin yöntemleri-sistemleri üzerinde yapılan model arayışları, sayıları gitgide artan konservatuvarların kendi iç bünyelerinde çözümlenmeye çalışıldı. Ancak, konservatuvarların bir süre sonra vereceği eğitim “Batı Müziği” ve “Türk Müziği” gibi ayrı yollara sapmaya çalışan, ya da bir başka deyimle kendini adeta taraflaştıran, bloklara ayıran bir çizgiye çekmesiyle eğitim modeli sorunları giderek büyümeye başladı. Böylelikle öznel değil nesnel olması gereken konservatuvarlar, verecekleri eğitimi baştan öznelleştirdiler. Durum böyle olunca “Batı Müziği” konservatuvarlarının kompozisyon-bestecilik bölümünde okuyan öğrenci, sadece Batı Müziği'nin tüm Armoni, Kontrpuan, Füg, Enstrümantasyon-Çalgı Bilgisi, Orkestrasyon-Çalgılama Sanatı gibi tekniklerini öğrenirken “Türk Müziği”nin Makam ve Repertuar Bilgisi, Türk Müziği Çalgı Bilgisi, Türk Müziği Usul Bilgisi gibi yaşadığı memlekete ait ve ona ileride kişisel sitilini oluşturmakta rehberlik edebilecek olan bilgileri almaktan yoksun bırakılmış oldu.” (Acim,2007:bkz)
Acim'in sözünü ettiği gerçeklerden yola çıkarak konservatuvarlar sadece genel yapılanmaları ile değil programları, programlarda yer alan derslerin içerikleri, amaçları ve nitelikleri ile de ele alınmalı değerlendirilmelidir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Yirmi bir yeni üniversite ile birlikte 3 Temmuz 1992 tarih ve 3837 sayılı Kanunla kurulmuştur. Kuruluş; 4 fakülte, 2 enstitü¸ ve 4 meslek yüksekokulu ile gerçekleşmiş ve 10 Kasım 1992 tarihinde eğitim-öğretim faaliyetlerine başlanmıştır. Ancak üniversitenin tarihi, o dönemde Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne bağlı olarak kurulan Afyon Maliye Muhasebe Yüksekokulu'nun açıldığı 1974 yılına dayanmaktadır. Afyon Kocatepe Üniversitesinin Afyonkarahisar merkezde, Ahmet Necdet Sezer Kampusü, Ahmet Karahisari Kampusü ve Ali Çetinkaya Kampusü olmak üzere 3 ayrı kampusü bulunmaktadır. 2007-2008 akademik yılında, toplam 55 bölüm ve 118 programda eğitim-öğretim faaliyetleri sürdürmektedir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 1999 yılında kurulmuş, 2001–2002 eğitim öğretim yılında öğrenci almaya başlamıştır.
Eğitim süresi dört yıl olan okul; 2008–2009 yılı itibariyle Müzik Bölümü, Klasik Türk Müziği Bölümü, Türk Halk Müziği Bölümleri ile eğitim öğretime devam etmektedir. Ulusal müziğimizi ve uluslararası müzikleri nitelikli olarak icra edebilen, Atatürk'ün açtığı yolda, müziği hiçbir ayrım gözetmeksizin bir bütün olarak algılayan, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen yorumcu-eğitimci yetiştirmeyi kendisine hedef seçen konservatuvar, alanlarında uzman eğitimcileri ve yöneticileri ile mesleki müzik eğitimi veren kurumlar içerisinde hak ettiği yeri alacağı inancında ve düşüncesinde çalışmalarına devam etmektedir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü
Müzik Bölümü Yaylı Çalgılar Anasanat Dalı (Keman-Viyola-Çello-Kontrbas), Piyano Anasanat Dalı, Nefesli Çalgılar ve Vurmalı Çalgılar Anasanat Dalı (Klarinet-Trompet) programları ile eğitim öğretime devam etmektedir.
Müzik bölümü'nün 2007-2008 eğitim öğretim yılında mezun oldukları ortaöğretim kurumuna göre dağılımları şöyledir (Bakınız Tablo:1)
Görüldüğü üzere AKÜDK Müzik Bölümü'nü ağırlıklı olarak genel lise ve Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri tercih etmiştir.
Bunun nedenlerini kısaca şöyle açıklayabiliriz.
Konservatuvarlar öğretmen yetiştirmemektedirler. Dolayısı ile Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinden mezun olan öğrencilerin ilk tercihleri Eğitim Fakülteleri olmaktadır.
Konservatuvarların lise kısımlarından mezun olan öğrenciler eğitimlerine aynı okulda devam etmek istemektedirler.
AKÜDK Müzik Bölümü giriş sınavları genel liselerden mezun olan öğrencilerin başarılı olabilecekleri bir düzeydedir. İlköğretim ve lise kısımları açık olan konservatuvarların lisans giriş sınavlarındaki düzey aranmamaktadır.
AKÜDK Müzik Bölümü İlköğretim ve Lise Kısımlarının Açılması Çalışmaları
Müzik Bölümü ilköğretim ve lise kısımlarının açılması çalışmaları 2006 yılında başladı ve çalışmalar 2007 başında tamamlandı. Hatırlanacağı üzere o dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurumu arasında Konservatuvarları yapılanmaları, yönetmelikleri vb konularında problemler yaşanmaya başladı ve öyle duruma geldi ki 2007-2008 ve 2008-2009 eğitim öğretim yılında konservatuvarlar son anda öğrenci alabildiler. Bu öylesine bir sorundu ki konservatuvarlar kapanma noktasına kadar geldi. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı konservatuvar mezunlarının diplomalarını onaylamayacağını belirtti.( Bu konu ile ilgili daha geniş bilgileri müzik eğitimcileri derneği (MÜZED) internet sitesinden ve diğer ilgili sitelerden ulaşabilirsiniz. )
Bu arada yine de ilköğretim ve lise kısımlarının açılması için konservatuvar yönetim kurulunun onayıyla üniversite yönetimine/öğrenci işleri daire başkanlığına başvuruldu. Öğrenci işleri doğal olarak ilgili kurum ve kişilerle görüşmeler yaptı ve yaşanan sorunları gördü. Öğrenci işleri daire başkanlığı 1250-3395 sayılı yazısı ile konservatuvar ilköğretim ve lise kısımlarına ait yönetmeliklerin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Özel Öğretim Kurumları Yönetmelikleri ile Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesinde belirtilen bilgi ve belgelere göre hazırlanması istedi. Müzik Bölüm başkanlığınca da bu yazıya cevaben gerek 5580 sayılı yasaya göre üniversitelerin “Özel Öğretim Kurumu” açamayacağı görüşü ve de gerekse Konservatuvarlar ile Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki sorunlar giderilinceye dek bekletilmesi gerektiğini belirtildi.
Konservatuvarlar ile Milli Eğitim Baknlığı arasındaki gelişmeler ciddiyeti koruyunca Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı öncülüğünde Mimar Sinan, Anadolu, Uludağ ve Ankara Üniversiteleri Konservatuvar Müdürleri'nden oluşan bir komisyon kuruldu. Bu komisyon Milli Eğitim Bakanlığı ile uzun çalışmalar, görüşmeler yaptı ve çalışmalarını sonuçlandırdı.
Bu sonuca göre; 6 Kasım 2008 tarih ve 27046 sayılı Resmi Gazetede "Güzel Sanatlar Eğitimi Yönetmeliği" yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile Milli Eğitim Bakanlığı Konservatuvarlar bünyesinde açılan / açılacak olan İlköğretim okullarını ve Liselerini resmen tanımıştır.
Bu aşamada Müzik Bölüm başkanlığı tekrar ilköğretim ve lise kısımlarının yönetmeliklerini hazırladı ve bölüm öğretim elemanları ile paylaştı.
Bu paylaşım sırasında şu sorulara cevap arandı.
Bina ve fiziki ortam ilköğretim ve lise kısımlarının açılması için müsait mi?
İlköğretim-Lise-Lisans-Yüksek Lisans-Sanatta Yeterlik programlarını kaldıracak sayıda eğitimci kadrosu var mı?
Afyon ili ve bölgesi yeni bir konservatuvarı kaldırabilecek mi?
Bursa Uludağ, Eskişehir Anadolu, İzmir Dokuz Eylül, Antalya Akdeniz, Mersin Üniversiteleri Devlet konservatuvarlarının arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrenci ve veli ilgisini çekebilecek bir yapılanmaya sahip mi?
2008-2009 öğretim yılında “sadece lisans programı için öğretim elemanı ihtiyacı piyano sanat dalı için beş, flüt sanat dalı için bir, trompet sanat dalı için bir, keman sanat dalı için iki, viyola sanat dalı için bir, çello sanat dalı için bir, müzik kuramları için bir olarak tespit edilmişti. Yine hazırlanan raporda kurumsal yöneticiliğini müzik bölüm başkanlığınca yürütülen müzik anabilim dalı için de hangi alandan olursa olsun öğretim üyesine ihtiyaç olduğu belirtilmişti. İlköğretim ve lise programlarının açılmasıyla ortaya çıkacak sayıda derslerin planlanması nasıl yapılabilecek mi?
Üniversite yönetimi her eğitim öğretim yılında müzik bölümüne en az iki üç kadro verebilecek mi?
Kadro alınması noktasında ihtiyaçları olan Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği bölümleri ile nasıl bir anlaşma sağlanabilecek?
Mezun olan öğrencilerin diğer konservatuvarlar da olduğu gibi istihdam sorunları nasıl çözülecek?
AKÜ Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümünde verilmesi düşünülen eğitimin özelliliği, amaçları, niteliği, tam olarak belirlendi mi?
Ülkemizdeki sosyal ve ekonomik gelişmeler, ülkemizde ve dünyada müzik kültüründeki değişim ve dönüşümler, yönelimler ve ihtiyaçlar iyi analiz edildi mi?
AKÜ Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümünde verilemesi düşünülen eğitim bunlarda göz önüne alınarak irdelendi mi?
Konservatuvarlarımızın sayıları, ülke genelindeki dağılımları, öğretici ve öğrenci sayıları, öğrencilerin aldıkları eğitimin kalitesi, dünya ile yarışabilirliği, girdi ve çıktılar, vb tüm konular dikkatlice analiz edilip tartışıldı mı?
AKÜ Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü öğrenci kaynakları araştırıldı mı?
Müzik Bölümü öğretim elamanları ile paylaşılan bir diğer konu ise Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitimi Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanlığı Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalının Kurulmasıdır.
Bölgede Bursa Uludağ, Eskişehir Anadolu, İzmir Dokuz Eylül, Antalya Akdeniz, Mersin Üniversiteleri Devlet konservatuvarları bulunurken, Afyon başta olmak üzere; Eskişehir, Kütahya, Uşak, Manisa illerinde Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Ana bilim Dalı yoktur. Özellikle çevre illerde okuyan bulundukları ilde müzik öğretmenliği anabilim dalı olmayan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Öğrencileri için Afyon ili ve üniversitesi çok ilgi çekecektir. Bilineceği üzere Anadolu Güzel sanatlar liselerinden mezun olan öğrenciler ağırlıklı olarak Üniversitelerin Eğitim Fakülteleri müzik öğretmenliği programlarına eğer bu kurumlar olmaz ise sırasıyla Güzel Sanatlar Fakültelerine ve Konservatuvarların liseden sonra öğrenci alan bölümlerine yönelmektedirler.
Halen ülkemizde 23 üniversite Müzik Öğretmenliği programını yürütmektedir. 2005 yılı kontenjanlarına göre bu üniversitelerimizde 718 öğrenci müzik öğretmenliği eğitimine başlamıştır. Bozkaya'nın çalışmasına göre 2003-2004-2005 yılı Üniversitelerin kontenjanlarına göre AGSL ve diğer lise mezunlarının programlara giriş dağılımları şu şekilde olmuştur.(2006;384-385) (Bakınız: Tablo:2)
AGSL öğrencileri üniversite tercihlerinde yaşadıkları ile yakınlık ve uzaklığı göz önüne almaktadırlar. Üniversitelerin AGSL 'lileşme oranlarına bakıldığında Erzurum ve Van gibi illerde AGSL öğrencilerinin oranlarının çok düşük olduğu görülecektir. AGSL öğrencilerinin mezun oldukları okullarda görev yapan öğretmenler öğrencilerini özelliklede ailelerinin istekleri doğrultusunda yakın illere göndermektedirler. Bu veriden yola çıkarak Müzik öğretmenliği anabilim dalının çok ilgi çekeceğini söyleyebiliriz. Üniversitelerin tanınmışlıkları da öğrenci yönelimlerini doğrudan etkilemektedir. Üniversitelerin akademik kadro yeterliliği, KPSS ‘deki başarı oranları, mezunlarının yerleşme durumları, akademik yönelimleri de öğrencilerin üniversite tercihlerinde etkili olmaktadır. Bu noktada özellikle Konservatuvar öğretim elemanlarının nitelik bakımından etkisi ve Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Yüksek Lisans” ve
“Sanatta Yeterlik” programlarının açık olması AGSL öğrencilerinin Afyon Kocatepe üniversitesini tercihlerinde etkili olacaktır.
Tüm bu düşünceler ışığında Müzik Bölümü öğretim elemanlarına şu sorular yöneltildi.
İlköğretim-lise ve lisans kısımlarına aynı anda öğrenci alınabilir.
İlköğretim-lise açılır ama sadece liseye öğrenci alınır.
İlköğretim-lise ve lisans programlarına öğrenci alınır ama kontenjanlar sınırlandırılır.
İlköğretim-lise açılır öğrenci alınmaz. Lisans programına konservatuvarların lise kısımlarından mezun olan öğrencilerin seviyesi düşünülerek bir sınav sistemi geliştirilir. Ve genel liselerden gelen öğrencilerini girişi durdurulur.
İlköğretim-lise kısımları açılır. Bina-eğitimci sorunları çözülünceye ve yeterince alt yapı ve tanıtım çalışmaları yapılıncaya dek öğrenci alınmaz.
Konservatuvarın ilköğretim ve lise kısımları açılma malı ve bu haliyle devam etmeli. Formasyon üzerinde durulabilir.
Konservatuvarın ilköğretim ve lise kısımları açılma malı. Yeni programlar açılarak ülke konservatuvarları içerisinde yeni bir yaklaşımla eğitim öğretime devam etmeli. Örneğin kompozisyon Anasanat Dalı- Sahne Sanatları Bölümü Opera/Şan Anasanat Dalları. Böylece Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinden mezun olan öğrenciler ve müziğe yetenekli becerikli genel liselerden mezun olan öğrencilerin okula girmesi devam etmeli.
Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Bölümü açılmamalı.
Konservatuvar'daki yapılanmalar devam etmeli bununla birlikte Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Bölümü de açılmalı.
Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Bölümü açılmalı, konservatuvar'daki lisans eğitimine alınacak öğrenciler sadece konservatuvarların lise kısımlarından alınmalı ve kontenjanlar sınırlandırılmalı.
Öneriler
1. Konservatuvarların sorunlarının çözümlerine yönelik “çalışma grupları” oluşturulmalı, bu çalışma grubuna her konservatuvarın katılımı sağlanmalıdır. Türk öğretim elamanlarının yanı sıra alanlarında uzman yabancı öğretim elemanı ve uzmanlardan da yararlanılmalıdır.
2. Konservatuvarlarda verilen eğitimin özelliliği, amaçları, niteliği, tam olarak belirlenmelidir.
3. Konservatuvarların verdikleri eğitim ve öğretimle ilgili ortak bir yönerge hazırlanmalı ve bu yönergeye tüm konservatuvarlar uymalıdır.
4. Günümüz Türk Eğitim Sistemindeki gelişmelere uygun yeni bir “Türk Konservatuvar Modeli” oluşturma çalışmaları yapılmalıdır.
5. Devlet Konservatuvarlarında yeniden yapılanmaya gidilmeli, İdari yapı, Bölüm-Anabilim-Anasanat- Sanat dalları adlandırmaları üzerinde çalışılmalı ve ortak bir adlandırma kullanılmalıdır
6. Konservatuvarlarımızda programlar yeniden ele alınmalı, yapılandırılmalıdır. Derslerin yıllara /yarıyıllara göre dağılımları, amaçları, içerikleri, hedefleri ulusal ve uluslar arası düzeyde araştırılarak yeniden düzenlenmelidir.
7. Konservatuvarlarda sanat eğitimiyle ilişkili tüm bilim dallarına yer verilmeli, psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitim bilimleri, eğitim tarihi, eğitim psikolojisi vb disiplinler ile bağ kurulmalı, Konservatuvarlarımızın Lisans programlarına Bölüm, Anabilim, Anasanat dallarına göre “bitirme tezi” veya “bitirme konseri” mutlaka konarak öğrencilerin bu alanlara ilgi duyması sağlanmalıdır.
8. Ülkemizdeki sosyal ve ekonomik gelişmeler, ülkemizde ve dünyada müzik kültüründeki değişim ve dönüşümler, yönelimler ve ihtiyaçlar iyi analiz edilmeli ve konservatuvar eğitimi bunlarda göz önüne alınarak irdelenmelidir.
9. Konservatuvarlarımızın sayıları, ülke genelindeki dağılımları, öğretici ve öğrenci sayıları, öğrencilerin aldıkları eğitimini kalitesi, dünya ile yarışabilirliği, girdi ve çıktılar, vb tüm konular dikkatlice analiz edilmeli ve tartışılmalıdır.. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının düşünüldüğü bir ortamda, konservatuvara giriş sistemi, sınavları tekrar ele alınmalı, Konservatuvar eğitiminin başlangıcı, süreci, hedefleri ve sonuçlarının neler olacağı üzerinde ulusal gerçekler ve uluslar arası çalışmalar dikkate alınarak tartışılmalı, yeni görüşler, yaklaşımlar ortaya konmalıdır.
10. Ülkemiz konservatuvarlarının içinde bulunduğu eğitim farklılıkları (sınav sistemleri, öğrenci kabul düzeyleri, öğrenci kabul yaşları, öğretim durumları, yapılanmaların daki farklılıklar vb.) ortadan kaldırılmalı ve birlik sağlanmalıdır.
11. Konservatuvarlarımız elbette sanatçı-yorumcu yetiştirecekler ve eğitimlerini bu yönde ağırlıklı olarak vereceklerdir. Bununla birlikte çok tipli öğrenci yetiştirmeye yönelinmeli konservatuvarların aynı zamanda “sanat eğitimcisi “ yetiştirdikleri gerçeği göz ardı edilmemelidir. Sanatçının aynı zamanda eğitimci olduğu gerçeğine dayalı olarak, öğretmenlik mesleğine ilişkin genel “formasyon dersleri”, müzik öğretmenliğine ilişkin “formasyon dersleri” programda yer almalıdır. Mesleki müzik eğitimi veren kurumlarımızda eğitimcilik yapan sayısız konservatuvar mezunu vardır ve olmaya da devam edecektir.
12. Konservatuvarların öğrenci kaynakları araştırılmalı, konservatuvarlar başta bulundukları il olmak üzere bölgelerinde müziğe ilgi duyan bireylere rehberlik hizmetlerini yerine getirmelidirler.
13. Konservatuvarların sorunları tek boyutlu değil çok boyutlu ele alınmalıdır. Okul öncesi sanat eğitiminde doktorasına kadar hemen her boyutunda sorunlar vardır. Kurulacak çalışma grupları bu çok boyutluluğa göre oluşturulmalıdır.
14. Türk müzik kültürü ve Türk müzik eğitimi tarihi köklü bir geçmişe ve birikime sahiptir. Geçen bu zaman içerisindeki gelişmeler, yetiştirilen uzmanlar yapılacak çalışmalara yol gösterecektir. Yukarıda bahsedilen sorunlar kısa ve uzun vadede yapılacak çalışmalar ve ortaya konacak hedeflerle çözülebilecek sorunlardır. Bunun için geçmişin birikimine günümüzün yetişmiş uzmanlarına inanmak ve güvenmek ve en kısa zamanda örgütlenerek harekete geçmek yeterli olacaktır.
15. Ortak bir yapılanmaya gidilmesi bahsedilen sorunların çözümünde önemli bir basamak olacaktır. Problemleri temelden çözmeye başlamak konservatuvar yönetici ve eğitimcilerinin aynı zamanda eğitim alan öğrencilerin ve öğrenci ailelerinin ve de beklentileri olan kişi ve kurumların dikkatlerini başka sorunlara yöneltmeye yarayacaktır. Örneğin yetenekli gençlerin özendirilmesi, motive edilmesi ve ödüllendirilmesi çalışmaları gibi şu an için hayal gibi görünen adımlar atılmaya başlayacaktır.
16.Ortak bir yapılanma ile elden geçirilen programlar içerikler, öğretim elemanı ve öğrenci sayıları, kontenjanlarının kaç olması gerektiği vb tüm çalışmalar Nitelikli öğrenci yetiştirme işinde önemli katkılar sağlayacaktır. Nitelikli öğrenci yetiştirmenin en önemli göstergelerinden birinin nicelik olduğu gerçeğini unutulmamalıdır.
17. Konservatuvaralrın kendine ait eğitim-öğretim yaşantısı gerçeği göz önüne alındığında okul yöneticisine, eğitimcisine, öğrencisine, ailelere yardımcı olacak bazı alanlarda uzmanlaşmış yardımcılara ihtiyaç olduğu görülecektir. Okul psikologu, okul denetimcisi, ölçme değerlendirmeci, program geliştirmeci, folklor ve halk bilim uzmanı, dil bilimci vb uzmanlar nitelikli bir eğitim öğretim yaşantısı için önemli katkılar sağlayacaktır. Yeniden yapılandırma çalışmalarında bu alanlarda uzman olan kişi ve kurumların bilgi ve tecrübelerinden yararlanılmalıdır.
18. Konservatuvarlarımız için en önemli gereksinmelerden biri iletişimdir. Örgütlenmeyen toplumların sorunlarına çözüm üretmeleri mümkün değildir. Bu düşünce temelinde sorunlar; kongre, sempozyum veya toplantılar ile tartışılmalıdır. Kurumlar acilen iletişime geçmelidir
19) Konservatuvarlarımız Sanatçı-Yorumcu, Seslendirici, Müzikbilimci, Müzik Teknikçi, Besteci, Yönetici, Müzik Eğitimci, bilim uzmanı ve doktoralı/ sanatta yeterlikli öğrencileri yetiştirmelidir.
20) Yeniden yapılanma çalışmalarında önemli konulardan biri konservatuvara başlama yaşının ne olması gerektiğidir. Ülkemizin önemli eğitim kurumlarından Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarında öğrenci kabulü 10-11 iken Moskova Üniversitesi Çaykovski Konservatuvarında yedidir. Afyon Kocatepe üniversitesi Devlet Konservatuvarına ise öğrenci kabülü 18 olarak karşımıza çıkmaktadır. Açılmış ve yeni açılacak kurumlar yeniden yapılanma çalışmaları ile gözden geçirilmeli ve dünya ile yarışabilecek ortak bir yapılanma hedfelenmelidir. “Rubinstein diyor ki. Musiki lisanını öğrenilmesi öteki lisanlara benzer. Bu lisanı çocukluklarından itibaren öğrenenler ona sahip olabilirler. Fakat yaşı ilerlemiş olanlar için onu öğrenmeğe muvaffak olabilmek hemen hemen imkânsızdır” (Lavinyag, 1939:6)
21) Yeniden yapılandırma çalışmaları Bölme-ayrıştırma değil birleştirme, bütünleştirme yoluna gidilmesi, Önce ulusal sonra da uluslararasına uyumlu programların geçerli olması amaç edinilmelidir.
KAYNAKÇA
Acim, S. (2007) “Müzik Eğitiminde Nesnel ve Öznel Yaklaşımlar” www.okyanus.com sitesinden (16.04 2007) tarihinde alınmıştır.
Aksu, M. (2005) “Eğitim Fakültelerinin Değişen Rolleri ve Avrupa Boyutu” Eğitim Fakülteleeinde Yeniden Yapılandırmanın Sonuçları ve Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yayınları, s.25, Ankara,
Bozkaya, İ. (2006) “Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Mezunlarının Müzik Öğretmenliği Programı Kontenjanları İçindeki Yeri”, Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu, Pamukkale Üniversitesi, Denizli.
Demirel, Ö. (1993). “Eğitim Terimleri Sözlüğü”, Usem Yayınları: Ankara.
Lavinyag, A.( 1939) “Musiki Terbiyesi” (Çev:Abdülhalik Denker), Kanaat Kitabevi, İstanbul.
Say, A.(2005) “Müzik Ansiklopedisi” Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara.
Senemoğlu, N. ( 2004) “Gelişim Öğrenme ve Öğretim”, Gazi Kitabevi (9. Baskı): Ankara.
Tezcan, M. (1988), “Eğitim Sosyolojisi”, Bilim Yayınları, (5. Baskı):Ankara.
Türkmen, U.(2007) “Müzik Eğitimcileri ve Müzikseverler İçin Gelincik Tarlası” Ekspres Matbaası, Kütahya
Uçan, A. (1994). “Müzik Eğitimi”, (2. Basım) Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara.
Uçan; A( 2004) “Türkiye'de Başlangıcından Günümüze Müzik Öğretmeni Yetiştirmeye Genel Bir Bakış” 1924–2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öğretmeni Yetiştirme Sempozyumu, Süleyman Demirel Üniversitesi Basımevi, Isparta.
YÖK, (2006) “Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Mevzuatı” Yalın Yayıncılık, İstanbul.
Üniversiteler arası Kurul Sanat Dalları Konseyi Bilgilendirme Kitapçığı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mayıs, 2007-12-18
* Yrd. Doç. Dr. Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı
Üniversite ve Toplum Bilim, Eğitim ve Düşünce Dergisi Mart 2009, Cilt 9, Sayı 1
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.