Yazılar
Wagner önemlidir (Wagner'le bir döneme bakış)Sayı: - 11.04.2006
Eski Yunan’a duyduğu ilginin başladığı zamanlardan itibaren Wagner’in yaşamından kesitlere ve bu süreç boyunca, müzik alanında, edebiyat ve kültürel sanat olaylarında ve genel tarihteki değişimlere bakarak, öncelikle bu yazı içinde, Wagner’in sanatsal kimliğini temellendirebiliriz.
Wagner'in, Eski Yunan’a duyduğu ilginin başlaması, “yazın” ve düşünsel alandaki gelişimine hız kazandırmıştır. Homeros’un Odiseus’undan bazı bölümleri Almancaya çevirmesi, Wagner’in yaşamında yeni bir dönüm noktası olmuştur (1826, epik şiir yazmaya karar verdiği ve yazarlığa ilk adım attığı dönemi temsil ediyor).
1828 yılında "Leubald ve Adelaine" adını verdiği trajedisini yazmasıyla, besteci ve yazar kimliğini bütünleştirmeye başlıyor. Tam da bu sıralarda edebiyatta, Victor Hugo’nun romantizmin öncüsü olma yolundaki ilerlemeleri sürüyor. Dumas, Tolstoy ve İbsen de bu zaman süreci içinde adını duyurmaya başlıyor.
Beste çalışmalarına ağırlık vermeye başlamasının bir takım etkileşimlere bağlı olduğunu görmeye başlıyoruz. Beethoven’in "Fidelio" operasını izledikten sonra verdiği bu karar, onun drama ve müzik birlikteliğini kurmasına da yol açıyor. Victor Hugo, Balzac, Schlegel ve Delocroix bu dönem içinde edebiyattaki yerlerini sağlamlaştırmayı sürdürüyorlar.
Schumann’la Leipzig’de karşılaşmaları, onun akedemik çalışmalarına etki ediyor ve ilk opera liberatto’su olan "Die Hochzeit'i" yazıyor ve bestelemeye başlıyor. Ancak kızkardeşi beğenmedi diye tüm metni yırtıp atıyor.
İtalya ve Fransa'da bu sıralarda müzikteki gelişmeleri de göz ardı etmemek gerek. Donizetti, Rossini, Bellini, Chopen, Berlioz, üretken bir altı yılı geride bırakıyorlar. Ve 1933'te, edebiyatta Hugo ve Balzac'a, Göethe "Faust II" ile Goerge Sand "Léila" ile katılıyorlar.
1834'te Die Feen'in bestelenmesini ve orkestrasyonunu tamamlayan Wagner, 1835'te "Das Liebesverbot" adlı komik operasını bestelemeye başlıyor. "Rienzi" nin düzyazı taslağını oluşturup, bestelediği dönemin ardından, eşi Minna'yla önce Londra'ya daha sonra, Paris'e yerleşiyor. 1934–1839 yılları arasındaki bu gelişmeler sırasında, edebiyatta Rusya, kendi varlığını yoğun bir şekilde hissettirmeye başlıyor. Gogol,"Taras Bulba", "Ölü Canlar" ve "Müfettiş" ,Puşkin. "Maça Kızı" ile yazın alanında kendi konumlarını belirlemeye başlıyorlar.
Yine bu tarihler arasında, din egemenliği alaşağı edilmeye başlanır. Bu konudaki en büyük gelişme İspanya'da yaşanır. Engizisyon tarihe karışır. Ve bilimsel alandaki çalışmalar hız kazanır. Telgraf, Bir yıldız ve dünya arasındaki uzaklığın ilk olarak Bessel tarafından ölçülmesi gibi yenilikler görülür.
1840'da uçan Hollandalı'nın taslağı tamamlanmıştır. Paris Operası'na satar eserini ve bu sırada "Rienzi", Dresden Saray Tiyatrosu tarafından kabul edilir ve "Tannhauser" liberettosunu tamamlar tamamlamaz bestelemeye koyulur.
1847'de, Lohengrin'i tamamladıktan sonra, Avrupa çapında devrim hareketlerine katılan Wagner, Charlotte Bronte, Emily Bronte, Marx, Engels ve Gougin'in de çağdaşları olarak, üretim sürecine devam ediyor ve Ring serisinin düzyazı taslağını oluşturmaya başlıyor.
Bu sırada Paris'te ve Avrupa'nın başlıca merkezlerinde devrimci hareketler sürer. Fransa'da Luıs Philip tahttan indirilir ve Napoleon cumhurbaşkanı olur. Wagner'in politik kimliği onun yerleşim merkezlerini de sürekli değiştirmesine yol açar. Almanya'da bu sebepten ötürü bir süre bulunamaz.
Dostoyevski'de, bu dönem içinde ölüm cezasına çarptırılır, fakat ceza Sibirya'da sürgüne çevrilir. Edebiyat ve düşün dünyasında isimler değişim göstermeye başlar. Dickens, "David Copperfield" ile Schopenhauer, "Parerga and Paralipomea" ile Turgenyev ve Dumas(oğul), bu çağı temsil etmeye başlarlar.
Peki, siyasette ne gibi dalgalanmalar yaşanmaktadır?
Roma, 1849'da cumhuriyeti ve üç yıl sonra, Fransa'da hükümet darbesinin ardından, Napoleon III. İmparatorluğunu ilan eder.
1953–1956 yılları arasında, Tristan ve İsolde'nin çalışmaları sürerken, Flaubert ve Van Gogh göze çarpmaktadır. Baudlaire, Musset, Marx'da bu isimlere eklenebilir.
Ludwig II, on sekiz yaşında Bavyera kralı olduğunda, Wagner, borçlarından dolayı Viyana'ya kaçar, 1864’te Ludwig'le tanışan Wagner kralın himayesine girer. Kral Ludwig, Rin des Nibelungen'i yazması işini remen Wagner'e verir ve yine aynı tarihte, büyük bir festival tiyatrosu inşaa ettirme kararı alır. Saraydaki bu imtiyazlı yerinden ve Kral'a olan yakınlığından ötürü eleştiriler almaya başlar. Bu eleştiriler, saldırıya dönüşür ve bir süre için Münih'ten ayrılmak durumunda kalır.
1868 yılında, Wagner Nietzsche'yle tanışır. Bu dönemde Alice Harikalar Diyarında'nın yazımı tamamlanmış, Karl Marx'ın Kapital'i yayınlanmıştır. Nietzsce, Trajedinin Doğuşu adlı çalışmasını Wagner'le paylaşır. Ve bu dostluk ikisinin de yaşamlarında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
1877'de Persival tamamlanır. Son eserinin sahnelendiği zamanlarda sanat bilim ve siyasette başladığımız noktadan çok farklı bir süreç yaşanmaktadır. Bu en son sahnede, İbsen (Nora), Zola, Hanry James (Daisy Miller), Dostoyevski (Karamazof Kardeşler), James Joyce, Kafka, Keynes ve Marx yerlerini almışlardır. Napolyon'un başladığı bu yarışta, Wagner'in yaşamıyla sınırlarsak ipi göğüsleyen, Darwin ve Chıcago gökdelenidir.
Not: Sabri Şatır'ın "Rıchard Wagner- Opera'dan Müzikli Drama" (Yenilik Basımevi 1984, İstanbul) adlı kitabı bu derlemede kullanılan temel kaynaklardan biridir.
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.