Yazılar

Cumhurbaşkanı senfoni sevmiyor mu? Sayı: 1014 - 21.05.2010

Sevgili dostlar,

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile ilgili, burada (özellikle son bir ay içinde) çok yazı yazdım. Hatta onun için “Çakma Kültür Bakanı” bile dedim.

Sanırım yazdıklarımla Sayın Kültür Bakanı’nın konumunu iyice belirledim. Bu konumun “Kültür” olmadığı yolunda önemli ipuçları sundum.

Yani yazdıklarım boşuna olmadı.

Ancak Kültür Bakanı böyle de devletin zirvesindekiler farklı mı?

Posta kutumuza haber ajanslarından düşen haberlere göre Abdullah Gül’ün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası etkinliklerine ilgisizliği TBMM gündemine taşındı.

Fasıl gecesine katılarak dört saat geçiren Abdullah Gül’ün, makamının adını taşıyan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası etkinliklerine ilgisizliği karşısında DSP’li Hasan Erçelebi, “Cumhurbaşkanı neden bu kurumu desteklemiyor?” diye sordu.

DSP Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevaplandırması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) 1924 yılından bu yana yurtiçi ve yurtdışında binlerce konser verdiğini ve bugüne kadar birçok Cumhurbaşkanı’nın CSO konserlerine katıldığına dikkat çektikten sonra Abdullah Gül’ün seçildiği 28 Ağustos 2007 tarihinden bugüne CSO’nun konserlerine kaç kez gittiğinin açıklanmasını isteyerek,  “Abdullah Gül, önünde Cumhurbaşkanlığı ismi bulunan bu kurumu neden yeterince desteklememektedir?” diye sordu.

Tabii bu sorunun sorulmasının en büyük nedeni Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün geçtiğimiz günlerde gazeteci Fehmi Koru tarafından düzenlenen geceye katılıp, dört saat fasıl dinlemişti. Sait Halim Paşa Yalısı’nda yapılan fasıl yemeğine Abdullah Gül’ün yanı sıra, İstanbul Valisi Muammer Güler ile gazeteciler Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Barlas’ın da aralarında bulunduğu siyaset, iş, sanat ve medya dünyasından isimler katılmıştı.

Yani ne demeli bilmem ki.

Cumhuriyetin kurulma dönemini, o yılları düşününüz. O yıllarda yapılan çalışmalarda Atatürk'ü incelemek lazım. Afgan kralı Türkiye'yi ziyaret eder bilirsiniz. Afgan kralıyla Atatürk konuşurlar. Afgan kralına der ki, konservatuarlar aç. Operalar aç. Biz ülkelerimizi çağdaşlaştırmalıyız. Ona onları önerir.

Şimdi bakınız orada Taliban var. Konservatuar yok. Taliban üredi.

Atatürk 15 yıl daha yaşasaydı bugün Türkiye'de çok başka şeyler konuşuyor olacaktık. 100. yıla kadar yapılan bir planlamada bizim, şimdi 81 il varsa, 40 kentimizde orkestra olmalıydı.

Olamadı. 10 tanede kaldı.

Neden olmadı?

Çünkü siyasiler yardımcı olmadılar. "Ne var yani ben hiç orkestra konserine gitmedim, ne olmuş yani" diyen bakan biliyorum ben sevgili dostlar.

O orkestra ne verir? Çok seslilik verir.

Çok seslilik gerçekten karşıdakinin söylediğine saygı demektir. Karşıdakinin konuşmasını dinleyebilmektir. Dinleyebilmek de bir algı göstergesidir. Bir kişiyi, iki kişiyi, üç  kişiyi dinleyebilmek algılarınızın genişlediğini gösterir. Dolayısıyla çok sesli müzik sizin beyninizi geliştirir.

Orkestralardan, CSO’dan neden korkuluyor anlayamıyorum.

Ülkemizde sağlıklı bir demokrasinin oluşmasında orkestraların önemi artık temcit pliavı gibi ortaya sürekli getirilip konuşulmamalıdır.

Ve bence Sayın Abdullah Gül’ün CSO ile ilgilenmemesinin nedeni burada yatmaktadır.

Sizleri dünyaca ünlü soprano Emme Shaplin’in yine kendisi kadar ünlü şarkısı Ava Maria ile baş başa bırakıyorum.

Pazartesi günü görüşene değin bol müzikli günler sizin olsun.

Esen kalın.


Müfit Semih Baylan
Editör


 

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.