Yazılar

Utandırmadan düşündüren aşk şarkılarıSayı: 1240 - 06.06.2011

MÜZİK
Teoman
Aşk&Gurur
Avrupa Müzik

Jane Austen’in ‘Pride and Prejudice’inin film uyarlaması Türkiye’de ‘Aşk ve Gurur’ ismiyle vizyona girmişti. Teoman’ın dokuzuncu albümü de hemen hemen aynı ismi taşıyor: ‘Aşk & Gurur’. Ama belli ki, zoraki bir tercümenin kurbanı veya Teoman’ın Austen’le paslaşma çabasının bir sonucu olarak bu isim verilmemiş. Sıkı bir entellektüel olan rock yıldızımız, aşk ve gurur kavramları üstünden bir oksimoron yakalamaktansa gayet sıradan öyküler anlatarak insanları utandırmadan düşünmeye sevk etmiş. 10 parçanın yedisinde kalp sözcüğünü geçirerek aşkın evrensel simgesini belleğine önce iyice bir kazımış. Geçmeyenlerde de ya “Aşk da zaten tesadüfen” gibi sözlerle aşk meşkle verdiği teşrik-i mesainin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor. Deniz Durukan’ın ‘Rugan’ adlı şiir kitabından derlenmiş ‘Ölüm Işığa Uzanmış’ adlı parça ise albümün gururu. Bunun artık sevilmeyen şehirlerin, insanların, kuru güllerin de katkısıyla dipsiz bir gölle edilen “Konuk et beni/Koynuna al” içerikli bir sohbetin gururun çağırdığı öfke ve zayıflıkla mutlaka bir ilgisi olmalı. Esasında albümün konu ve tema çatısı bu kadar net olsa da müzik kısmı hayli oyunlu, oyuncaklı. 

Şairane tınılar
Açılışı yapan ‘Tek Başına Dans’a İrem Candar’ın güzel, kısık vokaliyle giriyoruz. Halüsinatif etkiye Teoman da ekleniyor ancak ikinci dakikadan itibaren Aşık Mahzuni Şerif’in ‘İnce ince bir kar yağar’ının Selda Bağcan yorumundan monte edilmiş introsu ile vites değiştirip alışılageldik Teoman sound’una ulaşıyoruz. Arkasından Maurica Calogero’nun ‘Passage Des Cylones’una Teoman’ın yazdığı sözlerle ‘İstanbul’da’ geliyor ve sanatçımızın kişileştirmekten hoşlandığı şehirle bir olup örümcek benzetmesi yaptığı anılardan kurtulma çabası “Ağzımda ağı/Omzumda bacağı” dizeleriyle gayet şairane tınlıyor.
Barlas Erinç imzalı ‘Romantik’ cazır cazır gitar-bas-davul düzenlemesiyle, özlediğimiz Teoman-Erinç birlikteliğini muştuluyor ve aynı birliktelik ‘Martılar’da keman ara nağmesiyle ağırbaşlı bir yörüngeye oturuyor. Ancak fondaki martı sesleri en fazla, televizyon üstüne serilen dantel kadar işlevsel ve estetik.
Tek gitar ve kemanla albümün tematik çöplerini de iyi çatan İrem Candar-Teoman düeti ‘Bana Öyle Bakma’ ise yalın ama derin. ‘Yıllar Sonra’ iseaynısını göstere göstere yapıyor fakat standard bir Teoman parçası olarak tarihe geçiyor.
Biraz melankolik biraz dinamik ‘Tesadüfen’, tangonun Teoman vokaline yakışan bir tür olduğunu gösterdiği gibi ‘ben aslında Candan Erçetin parçası da olabilirdim’ diyor. ‘Ölüm Işığa Uzanmış’ ise sözleri, kemanı ve özellikle ıslığıyla tüm zamanların en yakıcı Teoman parçası unvanını galiba hak ediyor. Mabel Matiz’in ‘Sahilde Bir Sarhoş’u da Buzuki Orhan’ın katkısıyla sağ gösterip sol vuruyor Bütün parçaları bir araya getirdiğimizde Teoman’ın başkalarından da söz-müzik alma fikrinin işe yaradığını düşünüyorum.
Teoman özgün bir söz yazarı, besteci ve vokalist. Söyleyiş tarzı kimi zaman mide kramplarına neden olsa da Türkiye rock müziği adına hakkı yenilmemesi gereken bir yiğit. ‘Aşk&Gurur’ albümüyle de bu sıfatlarını pekiştirecek gibi görünüyor.

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.