Yazılar

---

Sinema Sanat mı Yoksa Ticaret mi?Sayı: - 07.12.2005

---

Son üç yıldır...
Evet, son üç yıldan beri gazetelerde yazılanlara ve TV'lerin sanat programlarında gördüklerime inanıp gittiğim tüm yerli filmlerden çıkarken, hep pişman oldum o filme gittiğime. Verdiğim bilet parasına ve boşa giden zamanıma üzüldüm, yandım. Bazen de evimde VCD’ sini izlediklerime de bakıp bakıp “iyi ki bu film için sinemaya kadar gitmemişim” diye sevindiğim çok oldu.
Hele birkaç tane iddialı olanını izleyince çok şaşırmıştım.
Sinemalarda gösterilişinden iki yıl sonra televizyonda karşıma çıkınca “Bari şimdi izleyeyim” dedim ama sonuna kadar sabredemedim. “Bu mu hakkında o kadar yaygara koparılan büyük sanat filmi? Bu mu Oscar'a gönderilmesi düşünülen film” diyerek başka kanala kaçtım. Açıkçası çoğuna verilen üç-beş milyon liraya bile çok yazık. Devletin dağıttığı milyarlara ise...
Ne diyeyim devletin malı deniz yemeyen domuz. Vermezsen “Bu devlet sanatı desteklemiyor” derler. Oysa o paralar ile neler alınır? Özel röportajlarında Polonya, Fransız, İtalyan, Amerikan yönetmenleri gibi ahkâm kesip, kendini Lütfü Akad, Halit Refiğ, Metin Erksan, Şerif Gören ile bir tutanlara hep sinirlendim. Bence “Bu adamların çoğu yatıp kalkıp Türkiye'de yönetmen olduklarına dua etsin. Sinemadan anlayan bir ülkede yaşasalar ancak salonlarda yer göstericisi olurlardı” diye düşündüm. O dalga geçilen Yeşilçam sineması bugün devam etse idi... Şimdiki o havalı yönetmenler ancak set işçisi olurlardı.

”Her Şey Güzel Olacak”


Çok samimi konuşuyorum son yıllarda sadece 1998 yılında çekilen “Her şey Çok Güzel Olacak”ı zevkle izledim. Hani Cem Yılmaz ile Mazhar Alanson'un oynadığı film... Diğerleri sanki yarım kalmış gibiydi. Kimi sanat yapacağım diye insanı bayıltan, ne anlattığı belli olmayan saçmalık, kimisi de 50 yıl öncesinin tekniği... Sanki eksik planlar var. Veya senaryolarında bağlantı kopuk. Sanki hiç ışık denilen gerçeği bilmeyen yönetmenler...
Ne yapalım her şeye rağmen geleceğe umutla bakmak zorundayız. Tümünde olmasa küçük bölümlerindeki güzellikleri yakalamak zorundayız. Belki oyuncu da, belki bir genel planda... İnşallah önümüzdeki günlerde çok farklı, güzel filmler izleriz.
Şu yazdıklarım için utanmaya, özür dilemeye hazırım. Ama iyi film olduğuna, yani sinema sanatı olduğuna emin olmadan para verip bilet almayacağım. Kimseye hak etmediği sıfatlar kazandırmayalım. Şu kadar milyar lira hâsılat yapmış havaları beni hiç ilgilendirmiyor. Adam filmden köşeyi dönmüş ama oyuncusuna o planda elini nereye koyacağını öğretemiyor.
Haksız mıyım?

---

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

---

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.