Yazılar

Geçen hafta neler oldu neler?Sayı: 1316 - 14.11.2011

Dokuz gün süren uzun bir tatilin ardından yine birlikteyiz sevgili dostlar.  Evet bu uzun tatilde kurban bayramının gereğini yerine getirdik, sonra ölümünün 73. yılında sevgili Ata'mızı saygıyla ve sevgiyle bir kez daha andık.

Şöyle takvime bakıyorum, önümüzde bu kadar uzun bir tatil görünmüyor.

Bu da daha sık birlikte olacağız demektir.

*

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın planlanmış olan Atatürk'ü anma konserinin iptali üzerine yazdığım yazı ile ilgili beni destekleyen çok sayıda e-mail ve telefon mesajı aldım geçtiğimiz hafta içinde.

Bu durum haliyle beni memnun ederken aslında olmaması gereken bir gelişme üzerine yazdığım bu yazının hedefini bulması ve bana ulaştığı kadarıyla bir kitleyi harekete geçirmesi önemli benim için.

Her ne kadar konu ile ilgili olarak orkestrayı temsil makamında olan kişilerce yapılan açıklamalar beni ikna etmemişse de, bu açıklamalar, bir anlamda açıklama yapmış olmak eylemini üzerinde taşıyan ve aslında, 15 yıllık orkestramızı bu duruma düşüren Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün dolaysıyla bakanlığın tüm günah ve vebalini üstlenerek, "efendim n'aparsınız devlet kuruluşuyuz, devletin istediğini de yapmak durumundayız"  hal ve gidişi, konserin iptali kadar vahim bir durumdur.

Hatta bu da bir skandaldır.

Eğer TDK sözlüğünde "skandal" sözcüğünün anlamı değişmemişse!

*

Fatih Altaylı, Habertürk Gazetesi'ndeki yazısında gereksiz ve nedensiz bir biçimde dünya sanatçımız Fazıl Say'a sataştı.

Hem de en ağır biçiminden.

Neymiş efendim, Fazıl Say, telefonla onu aramışmış da, çok önemli kişilerin bulunduğu bir doğum günü daveti veriyormuşmuş da, ne olur yapmayın etmeyin Fatih Beyler, sizde gelinmişmiş.

Ve daha bir sürü safsata!

Sevgili Fazıl Say,  Facebook sayfasından Altaylı'nın iddialarının asılsız olduğunu, kendisine böyle bir davette bulunmadığını açıkladı.

Ama buna karşılık Altaylı cephesinde tam bir suskunluk hakim.

Yani ne diyeyim buna şimdi? Büyüklerin deyimiyle sükut ikrardan gelir mi diyelim?

Hem neden Fazıl Say?

Neden sürekli sataşılıyor bu dünya sanatçımıza?

Arabeski sevmediği için mi?

Arabeski sürekli eleştirdiği ve bu yaşam biçiminin insanı bataklığa götürür dediği için mi?

*

Ardından Nihat Doğan adındaki medya maymunu durup dururken, kendisine uzatılan bir mikrofona Fazıl Say için, onun sanatını halk nazarında aşağılamak anlamında olsa gerek, "saray klavyecisi" betimlemesini yaptı.

Yani Nihat Doğan efendi, hadi Fazıl Say saray klavyecisi, ama sen o sarayın kapısında köpek bile olamazsın. bundan haberin vardır sanırım!

*

Arabesk kültürü sevmemenin ve dolaysıyla onu eleştirmenin bedeli çok ağır artık ülkemde. Çünkü arabesk korosu top yekun ve en ağır biçimde saldırıya geçiyor. Nezaketten, insani duruştan, saygıdan, sevgiden olduğunca uzak ve en kaba biçimde...

Hem de insanı ülkesinden nefret ettirip bıktırırcasına!

*

Az önce aldığım bir habere göre, dünya sanatçımız Fazıl Say, sağlık sorunları nedeniyle 19 Kasım 2011'deki Barcelona konserini iptal etmek zorunda kalmıştır.

Dünya sanatçımıza geçmiş olsun diyor, acilen iyileşmesini, şifa bulmasını, ay yıldızlı bayrağımızı dünyada sanatıyla dalgalandırmanı yürekten diliyorum.

Çarşamba günü görüşene değin esen kalın sevgili dostlar.



Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.