Yazılar
Müzik Teknolojisi ve Yeni Yüzyılda Müzik EğitimiSayı: - 29.05.2006
Giriş
Sözlük anlamı "bilginin, sanayideki işlemlerde sistematik olarak uygulamaya alınması" demek olan
teknoloji, geniş anlamda, araştırma, geliştirme, üretim, pazarlama, satış ve satış sonrası hizmeti kapsayan bir sanayi sürecinin, etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi için kullanılabilecek bilgi ve becerilerin tümüdür. Teknolojik yenilik de, "üretim süreçlerinde yenilik, yeni ürünler ve yeni kurumsal örgütlenme biçimleri" olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde her alanda olduğu gibi müzik alanında da çok hızlı bir şekilde teknoloji geliştirilmekte ve kullanım alanı da gittikçe yaygınlaşmaktadır. Teknoloji, son yüzyılda müzik perspektifini değiştirmede en etkili araç olmuştur. . Dikkat çekici bir nokta ise müziğin diğer alanlara oranla teknolojik gelişmeler içerisinde en hızlı gelişim gösteren alanlar içinde yer almasıdır. Elektroniğin müzik konusundaki uygulamalarının çeşitliliği, müzik çalışmalarının çok geniş bir kitleye en iyi şekilde taşınmasının yanı sıra, müzik yeteneğinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesini de sağlamaktadır. Teknoloji bireyi tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar özgür ve sınırsız kılmaktadır Matematik ve fiziğin bir uygulaması olan bilgisayar sistemlerinin ucuzlayarak evlerimize kadar girmesinin, içimizdeki bestecinin ortaya çıkarılmasına katkısı şüphesiz çok büyüktür. Bu alandaki yetkinliğiyle tanınan piyanist - besteci
Mehmet Okonşar’a göre: "
Bugün bağımsız bir müzisyen, eğer teknolojiyi kullanabiliyorsa, büyük yayıncılardan ve bunların getirdiği ekonomik ve sanatsal yaptırımlardan kendini sıyırabilecek, sanatını özgür bir biçimde ortaya çıkarabilecek ve dünyaya dağıtabilecektir. Bu devrimi aynen Gutenberg’in matbaa makinesine benzemektedir.”
Theremin’ den Günümüze
Çalgılar arasına elektronik olanları da dahil etme çalışmaları 1876' da Amerikan "The Musical Telegraph" şirketi tarafından başlatılmış, 1917 yılında "Leo Termen" tarafından kurulan "The Theremin" şirketi tarafından geliştirilen ve “
Theremin” adı verilen çalgı, hem çalgı anlayışında büyük değişiklik yaratmış hem de 1920' lerden sonra elektronik müzik konusundaki yoğun çalışmalara öncülük etmiştir.
1950 – 60 yılları arasında önemli gelişmelerden biri de elektronik müziğin ortaya çıkmasıdır. Geçtiğimiz yüzyılın ilk zamanlarında sınırlı sayıda elektronik çalgıların icadı kendini göstermiş ve aralarından ilk elektronik org olarak “
Ondes Mortenot” gösterilebilir. Elektronik osilatör yoluyla ses üreten bu çalgı belirgin bir teknoloji patlamasıyla hızlıca hayata geçmiştir.
TEKNOLOJİ DEVRİMİ
İkinci Dünya Savaşı sonrası elektronik müzik
üç şekilde ortaya çıkmıştır.
İlki manyetik kaset kaydının başlamasıdır ki, bu ilk zamanlarda kullanılan cilalı disk kaydına göre daha esnek bir araçtır. 1947 yılında Pierre Schaeffer tarafından yönlendirilen bir grup teknisyen “
Musique Concréte”
olarak adlandırdıkları bir deneyime henüz başlamışlar, değişen playback hızı ve doğal seslerle müzik üretmişlerdir. Bu aktiviteler teyp kullanımıyla beraber bir çok teşvikide almış böylece, ses dönüşümünde büyük imkanlardan faydalanma fırsatı vermiş, sesleri keserek ve ekleyerek yeni kombinasyonlar oluşturmuşlardır. Bu sesler sadece doğal yollarla değil aynı zamanda yapay yöntemlerle kendini göstermektedir. Colombia
[1][1]
Üniversitesinden Otto Luennig, Viladimir Ussachevsky , Cologna’ dan
[2][2]
Herbert Eimert, Karlheinz Stockhausen , bu alanda çok önemli çalışmalar sunmuşlardır. Bu kişiler 1951 yılınnda çalışmalara başlamış, beş yıl içerisinde Avrupa ve Amerika’daki ana müzik merkezlerinde müzik kaseti üretimi için stüdyolar oluşturmuşlardır. Besteciler doğal ya da elektronik işlenmemiş sesi başlangıç noktası alarak almış, ses perdesini değiştirebilmiş, eko ekleyebilmiş, istemediği bazı sesleri filtreden süzerek temizleyebilmiş veya başka sesleri ekleyebilmişlerdir. Bütün bu zaman alıcı ve zahmetli çalışmalara rağmen (1 dk. lık bir şarkının tamamlanması saatler alabiliyorken ) yeni çalgıları sabırsızlıkla beklemişlerdir.
Teknoloji devriminde
ikinci büyük adım, sentezleyiciler (synthesizer) deki gelişmeler olmuştur. Bunlar ilk olarak ses üreten ve değiştiren kontrol sistemleri bulunan bir kutu içindeki aygıtlardır. İlk detaylı aygıt, RCA Music Synthesizer 1950’ de ortaya çıkmıştır. Bu çalgılar yeni sesler ve ses kombinasyonlarını üretebiliyor ve sonsuz oranda perde, süre, tını-ses rengi, ritmik kalıplar içermektedir.Bu synthesizer’ların gelişmiş modelleri dört yıl sonra New York’ ta Colombia-Princeton Elektronik Müzik Merkezinde üretilmiştir. Aygıtlar tamamıyla yeni ses ya da ses karışımları üretebiliyor, perde, süre, tını, ritm kalıpları gibi bir çok yenilik içeriyordu. Bu kompleks makineler, elektronik müzik bestecileri tarafından uzunca bir süre kullanılmış, teyp kaseti ile birlikte besteci artık müziğindeki karakteristik öğeleri daha az zaman harcayarak sunabilmiştir. Alman besteci
Karl Heinz Stochausen en görkemli yapıtlarından biri olan ’’
Gesang Der Jünglishe’’ adlı eserini Cologna stüdyolarında çalıştığı esnada bestelemiştir. Bu eser uzun ve kalıcı bir müzik dilinin başlangıcının işareti olmuştur.
Fiyatı ve taşınabilir olması RCA Synthesizer’ larını Colombia’ da zirveye taşımış ancak teknolojideki hızlı ilerlemelerle kısa sürede değişik türde ve kalitede yeni synth.ler üretilmiştir. Fiyatları ve ölçüleri küçülen bu synth.ler sayesinde bir çok kişisel stüdyolar ve besteciler oluşmuştur. Bu aygıtlardan en popüler olanlar arasında “
Moog, Buchla, Arp” gelmektedir.
Üçüncü büyük adım, elektronik dünyasında “
Dijital Devrim” olarak adlandırılmaktadır. Dijital devreler müzikte kullanılması amacıyla geliştirilmiş ve uygulanmaya başlamıştır. Müzisyenler artık,
1 ve
0 lı sayı dizileriyle istediği kadar sesi bütün özellikleriyle depolayabilmekte, perde, tını, süre, gürlüklerini istediği gibi biçimlendirebilmektedir. Dijital kayıt işlemcileri ve araçların geriye dönük kullanımıyla seslerin yeni dünyasına etkili ve hızlı bir geçiş sağlanmıştır.Ne var ki sesin gerçek duyumunu sağlamak için, sayı dizileriyle oluşan dijital verilerin elektrik işaretleriyle hoparlöre iletilmesi gerekmektedir ve bu nedenle alışılmış olan yöntem tercih edilerek dijitalden analoga dönüştürme yöntemi tercih edilmiştir. Bu teknolojik gelişmeler, bireylerin kendi yetenekleri, bilgileri ve performanslarının üzerinde sonsuz imkanlar sunmakta ve müzik ticaretini aşırı derecede güçlendirmektedir. 1980 sonrası çok sayıda firmanın müzik endüstrisine katılmasıyla birlikte elektronik müzik sistemleri ucuzlamaya başlamış, bu durumun yarattığı talep artışı, yazılım ve donanım şirketlerinin ürün kalitesini de arttırmaya yöneltmiştir. Bu ürünlerin aralarında haberleşme sağlanması için bir protokol yapılmış ve
MIDI : Musical Instrument Digital Interface (Müzikal Çalgı Sayısal Arayüzü) oluşmuştur. Bu arayüz sayesinde elektronik ya da akustik ses üreten bir çalgı ile diğer bir aygıt arasında, notaya basılma anı, basma şiddeti, notaya basılı tutulan süre, bastıktan sonra çalarken uygulanan basınç miktarı, notayı bırakma anı, notanın frekans olarak hangi yöne ya da hangi seviyede kaydırıldığı gibi bilgiler gerçek zamanlı olarak işlem görmektedir.
Müzik ve Bilgisayar
Akustik çalgıların oldukça zengin bir ses uzayına sahip olmalarına rağmen, besteciler uzun zamandan beri doğada bulunan diğer ses kaynaklarından ilham alarak, bunlara uzak yada yakın sesleri hayallerinde canlandırmışlar, yeni kompozisyon tekniklerine yönelmişlerdir.bunların bir çoğu akustik çalgılarla elde edilemeyecek niteliktedir. Günümüzde en genel ses sentezleme ortamı artık bir bilgisayar ve onun kontrol ettiği hoparlör olmuştur. En basitinden en karmaşığına kadar bütün ses sentezleri bu ortamda oluşturulabilmektedir. Bu kadar geniş bir ses uzayı, müzisyenlerin kullanımına sunulmakta, hayal edilen ve duyulan arasında bu şekilde bir köprü sağlanmaktadır.
Bilgisayar müziği, sanat ve teknolojinin birleştiği, müzik ve farklı disiplinlerdeki sanat ve bilim adamlarının beraber çalıştıkları çok önemli bir araştırma dalı olmuştur. Modern dünyada bu konuda araştırma merkezleri ve üniversiteler bazında enstitüler mevcuttur. Paris’te Pierre Boulez’in kurduğu
IRCAM[3][3] ve Xenakis’in kurduğu
CCMIX[4][4] devlet destekli çok önemli araştırma merkezleri olup, Amerika’da
MIT[5][5] Media Laboratuarları, Stanford Universitesi’nde
CCRMA[6][6] gibi kurum ve kuruluşlarda besteciler ve bilim adamları ortak çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca başta Almanya ve İtalya olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri bu sanat dalına akademik düzeyde büyük önem vermekte ve her yıl birçok festival düzenlenmektedir. Ülkemizde, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından kurulan
MİAM[7][7]
uluslararası
düzeyde teknik kapasitesi, uzman sanatçı ve akademik kadrosuyla
bu merkezler arasındaki yerini almıştır.
Profesyonel müzik dünyasının hemen her alanında teknoloji çok önemli bir rol oynamaktadır. Elektronik çalgılar ve bilgisayarlar bestecilere, müzik araştırmacılarına, müzik eğitimcilerine ve öğrencilere, ses-kayıt uzmanlarına çok geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Bu bölümde; teknolojinin müziğin örgün ve yaygın eğitimine neler getirdiği ve “ yeni yüzyılda müzik eğitimi vizyonu” tartışılacaktır.
Birey-Çevre ve Teknoloji
Modern toplumlarda teknolojini kullanımı insan hayatına tamamıyla girmiştir. Kol saatlerinden ve mobil telefonlardan fax makineleri ve elektronik mektuplara, teknoloji her yerde kullanılmaktadır. Teknolojisiz bir iş dünyası hayal bile edilemez. Eğlence dünyasının tüm biçimleri teknolojiden etkilenmiştir. İnternet, bilgisayar oyunları, üç boyutlu görüntü ve çok noktadan duyumlu ev sinemaları, kaset ve cd li mobil müzikçalarlar, dijital ses ve görüntü kayıt cihazları, artık insan hayatının vazgeçilmezleri olmuşlardır. Teknoloji artık her yerde ve aramızdadır.
Bir araç Olarak Teknoloji
Teknoloji araçları günümüzde daha etkili bir eğitim sağlamaktadır. Ses ve nota yazısının birleşmesi artık mümkün hale gelmiştir. Bazı müzik yazılımlarıyla bilgisayar ortamında, yapılan müzikler kaydedilebilmekte, şarkı çalınırken nota yazısı ya da şarkı sözleri kendi süresi içerisinde takip edilebilmekte, istenildiği kadar dinlenerek, nota süresi, perde, gürlük, müzikal ifadeler deneme yanılma yoluyla değiştirilip düzeltilebilmektedir. Müzikal alıntılar tek bir tuşla çalınıp zaman kaybetmeden başlangıç ve bitiş noktasına alınabilmektedir. Bilgisayar hafızasında bulunan sesler, hız değişimleri, değişik tonlara aktarım gibi bir çok müzik ögesini de bünyesine katarak bireyi yeni deneyimlere, arayışlara sürüklemektedir.
Teknoloji ve Geleneksel Müzik Eğitimi
Teknoloji öğrencilerin hayatına her geçen gün daha da fazla nüfuz etmekte ve öğretmenlerin bu geleceği hazırlamaları gerekmektedir.Geleneksel Müzik Eğitimi ile kıyaslandığında günümüz müzik eğitimcilerinin, bu teknolojiyi tam olarak kullanamadıklarını söylemek yanlış olmaz. Bilgisayar, projektör, video, elektrik piyano, synthesizer, cd-kasetçalar ve kaydediciler vs. müzik dersinde öğretmenler tarafından kolayca kullanılabilecek eğitim araçlarıdır.
Teknoloji araçları, öğrencilerin aktif müzik yapmalarına rehberlik etmekte, öğrencilerin aktif katılımıyla, kendi özgün bestelerini keyifle yaparak, yaratıcılıklarını güçlendirmesini sağlamaktadır. Araştırmalar sonucunda ; müzik eğitiminde teknoloji uygulamaları sayesinde müzik dersinin öğrenciler üzerinde daha ilgi çekici bir hale geldiği, kendi öz güvenlerini kazanmaya yardımcı olduğu, daha verimli ve etkili bir öğrenmenin sağlandığı, grup çalışmalarını güçlendirdiğini, eleştirici düşünce ve problem çözümünü olumlu yönde etkilediğini, müziğin bilim ve sanat boyutuyla kavranabildiği, aktif katılımla müzik dersinden daha fazla keyif alındığı gözlemlenmiştir.
Bu araştırmalardan biri olan, çeşitli akademisyen ve uzmanlardan kurulu
Yamaha Şirketi Araştırma Grubu[8][8] ‘ da bazı sonuçlar elde etmiştir.
-Öğrencilerin müzik dersine karşı ilgilerinin artışı
-Öğrenci başarılarında fark edilir bir artış
-Müzikal yapıların kolay kavranması
-Öğretmenler için yeni bir çalışma alanı
-Öğrenci konsantrasyonunda önemli bir artış
-Öğrenci ilgisinde artış
-Öğrenci aktivitelerinde kolay geri bildirim alabilme
-Aktif öğrenci katılımına fırsat vermesi
On-Line Müzik Eğitimi
Modern iletişim teknolojisinde, bilgiyi bilgisayarlar ve iletişim hatları yoluyla kullanıcılara dağıtan etkileşimli elektronik sistemlere on-line sistem adı verilmektedir. Bu sistemler müzik eğitimine yeni bir boyut kazandırmış ve birçok avantaj sağlamıştır.
-Öğrenci kendi öğretmenini kendi seçer
-Kolaylıkla çok geniş kitlelere ulaşır
-Zaman ve maddi açıdan eğitim-öğretim maliyetini azaltır.
Görüntülü ve sesli mesajların karşılıklı olarak iletilmesini mümkün kılan on-line eğitim sistemi müzik eğitiminin hemen her sahasında kullanılmaktadır. Bazı on-line müzik eğitimi sistemlerinde, müzik tür ve biçimleri, çalgılar ve besteciler, çoktan seçmeli testlerle öğrencinin bilgi durumları ölçülmektedir.
Müzik eğitiminde öğretmen ve öğrenci arasındaki mesaj ve bilgi alışverişi büyük ölçüde işitsel ve görsel niteliktedir. Müzik kuramları, se ve çalgı eğitimi gibi müziksel bilgi ve mesajların sesli ve görüntülü halde uzak mesafelerde etkileşimli olarak iletilmesini mümkün kılan günümüz iletişim teknolojisinin, yeni yüzyılda müzik eğitiminde yeni ufuklar açacağı kaçınılmaz gözükmektedir.
İnteraktif Müzik Eğitimi
İnteraktif müzik eğitimi yazılımlarındaki hızlı gelişme, günümüzde müzik öğretmeninin yerini almaya başlamıştır. Yapılan bazı araştırmalarda, interaktif müzik programlarının olumlu ve olumsuz yönlerine değinilerek bu hızlı gelişmelerin, bilgisayarın müzik öğretmeninin yerini nereye kadar alacağı tartışmaları başlamıştır.
Bir müzik öğretmeninin yetiştirilmesi uzun, zahmetli bir eğitimi gerektirmektedir. Kaliteli bir müzik öğretmeninden belli bir sınıf ve sayıda öğrenci yararlanırken, kaliteli bir bir interaktif müzik yazılımından tüm dünya coğrafyası içerisinde farklı yerlerde bir çok kişi yararlanabilmektedir. İnteraktif müzik eğitimi yazılımları, ağırlıklı olarak işitme ve çalgı eğitimi alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bilgisayar dünyasında ve interaktif müzik programcılığında son yıllarda yaşanan hızlı gelişme, bilgisayarların müzikteki ağırlığını da hızla arttırmakta ve geleneksel müzik eğitiminin çehresini radikal bir değişime sürüklemektedir.
Sonuç
Her ne şekilde olursa olsun teknolojinin insan için olduğu ve insan eliyle yoğrulduğu unutulmamalıdır. Baş döndürücü bu hızlı gelişmeler içerisinde müzik eğitimi ve eğitimcileri her geçen gün bilgi ve becerilerini daha da arttırmalı, müzik eğitiminde modern dünya standartlarının gerisinde kalmamalıdır. Bu amaçla, araştırma ve geliştirme projeleri, teknoloji uygulamaları ve alan çalışmaları, Müzik Eğitimi’ni daha yukarılara taşıyacak ve iletişim çağında sesini daha geniş kitlelere ulaştırmada önemli bir rol üstlenecektir.
KAYNAKÇA
BÜKESOY, S., Bilgisayar Müziği, Türkiye Bilişim Kültürü Dergisi Sayı : 79 , Ankara
CAN, C., Müzik Eğitiminde İnteraktif Bilgisayar Uygulamaları,Çağdaş Eğt. Dergisi Eylül 1999
Online Müzik Eğitimi, Gazi Ünv. Eğt.Fak.Dergisi, Mart 2000
ESTRELLA, S., Teaching With Technology, TI:ME Publishing, New Jersey, 1999
FORNEYK, M., The Enjoyment Of Music, W.W. Nortor Publishing, New York, 1995
WOOD, L., Creativity and Technology Make Beautiful Music Together, USC Times, South Carolina, July 1996
http://www.ilkersen.com
http://www.music.indiana.edu/music_resources/technol.html
http://vtg.org/cimonline/Glossary.html
http://www.users.globalnet.co.uk/~bunce/
http://orpheus.ucsd.edu/dept.music/musictech/
http://www.okonsar.com
[1][1] Colombia-Princeton Elektronik Müzik Merkezi[2][2] WDR Electroakustik Stüdyoları
[3][3] Institute of Research and Coordination in Acoustics - Music.[4][4] Center for the Compostion of Music Lannis Xenakis
[5][5] Massachusettes Institute of Technology[6][6] Center for Computer Research in Music and Acoustics
[7][7] Müzik İleri Araştırmalar Merkezi
[8][8] Yamaha Corporation Research Team
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.