Yazılar

Itrî için temsîlî mezar taşı Sayı: 1473 - 22.06.2012

Bilen bilir, Hâmûşân Mezarlığı Yenikapı Mevlevîhânesi'nin hemen hâricinde yer alan çok eski bir mezarlıktır. Yenikapı Mevlevîhânesi'nin son şeyhi Dede Abdülbâkî Baykara'nın kabri de bu mezarlıktadır. Itrî'nin kabrinin "Yenikapı Mevlevîhânesi'nin hâricinde olduğu" bilgisine dayanarak, bu kabristanda olduğuna inanıyorum. Lâkin bu mezarlıktaki birkaç kabrin dışında neredeyse bütün kabirlerin mezar taşları sökülmüş, kırılmış, dağıtılmış bir şekildedir, bu eski Osmanlı kabristanı, târümâr bir vaziyettedir. Itrî'nin kabrinin bu kabristanda olma ihtimâlinin yüksek olduğuna dâir inancımı, 27 Ocak 2012 gecesi Yenikapı Mevlevîhânesi Semâhânesi'nde düzenlenen ve Itrî'nin Segâh Ayini'nin icrâ edildiği Itrî Yılı Açılış Gecesi'nde yaptığımız konuşmada ifade etmiştim. Nitekim daha sonraları Hilmi Yavuz bey de kabrin "Hâmûşân Mezarlığı"nda olduğuna inandığını söylemişti. Edirnekapı civarında Itrî'ye ait olduğu ileri sürülen kabir hakkında konuşmaya ve yazmaya, yazılanlarla ilgilenmeye gerek bile olmadığını düşünüyorum.

30 Mayıs gecesi Zeytinburnu Belediyesi tarafından gerçekleştirilen "Itrî Gecesi"nde, Zeytinburnu Belediye Başkanı Sayın Murat Aydın'a ve orada bulunan hâzırûna, "Eğer Itrî'nin kabrini tesbit etmek konusunda bir ilerleme kaydedilemezse, Hâmûşân Mezarlığı'nın yola bakan kısmında temsîlî bir mezar taşı yaptırılmasını, bu taşın o döneme ait mezar taşlarına uygun bir şekilde çizilip yapılmasının, bugünün önemli hattatlarına mezar taşının yazdırılması ve bir tarih düşülmesinin, altına da küçük bir çerçeve üzerine bunu aslında Itrî'ye sembolik bir mezar taşı olduğunu açıklayan bir şeyler yazmak gerektiğinin iyi olabileceğini söyledim. Başkan bey ve hâzırûn fikri beğendiler, sanırım proje, Fatih Sultan Mehmed Üniversitesi ve Zeytinburnu Belediye Başkanlığı'nın ortak çabası ile yakında gerçekleştirilecek. Ben de hemen Saygıdeğer Uğur Derman beyefendiyi arayıp kendisine durumu izah ettim. Uğur bey de bu konuda yol gösterdiler ve Itrî hakkında kaynakları inceleyerek düşülmüş bir tarih olup olmadığını araştıracaklarını söylediler. Eğer düşülmüş bir tarih bulunamazsa, saygıdeğer Mustafa Tahralı hocamızın bu işi pek güzel yapabileceğini hatırlattılar. Fikir gelişti ve en son Mimar Aydın Yüksel beyefendi ile de konuştum, kendisi de elinden geleni yapacağını söylediler. Bakalım, Itrî'nin mezarı tesbit edilemese bile, hiç değilse medfun olduğu kuvvetle muhtemel olan kabristana temsîlî bir mezar taşı dikerek, en azından gelen geçenin hatırlamasına ve bir fatiha okumasına vesîle olunmuş olacak, bu da güzel bir gelişme. (Mozart'ın da mezarının belli olmadığını ve onun için de temsîli bir mezar taşı yaptırılmış olduğunu hatırlamamızda fayda vardır.)

Aynı gece, Saygıdeğer Hayati Develi hocamızın Makedonya'daki "Evliya Çelebi" sempozyumunda yaptığı "Evliya Çelebi için Peygamber Efendimizi rüyasında görüp "Şefaat yâ Resûlalla" diyeceği yerde "Seyahat yâ Resûlallah" dediği Ahi Çelebi Camii'nde bir mevlid okutma" teklifinden mülhem, ben de yine Sayın Murat Aydın'a aynı gece, Itrî için Yenikapı Mevlevîhânesi'nde üç aylar çıkmadan bir mevlid okutmanın hayırlı bir hizmet olacağını hatırlattım. Murat Bey bu öneriyi de dikkate aldı ve bu iki düşünce, Fatih Sultan Mehmed Üniversitesi ile Zeytinburnu Belediyesi tarafından ortaklaşa olarak gerçekleştirilecek. Elbette bunlar, Itrî Yılı içinde yapılması gereken asıl önemli işler yanında çok küçük ve önemi de tartışılacak ayrıntılar olabilir.

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.