Yazılar
Hekimlerden Yaza Merhaba KonseriSayı: - 07.06.2006
Bravo Türkiye’ye. Bir yandan hapı yutarken, bir yandan da tiyatro, caz, gençlik festivalleri düzenliyor. Sona ermek üzere olan eğitim takvimiyle birlikte, okullar yılsonu etkinliklerini sergiliyorlar. Ankara’da ise
“yukarılarda” ne dolaplar dönüyor bilemem, oysa müzik planında festival sözcüğü yerine “
şenlik”, uluslararası yerine “
Türkiye” denilen tutarlı, coşkulu koro konserlerini izleyip dinlerken, kentimizde de okullarımızın ve diğer sivil toplum kuruluşlarının katıksız amatör yılsonu etkinliklerini yaşıyoruz şu günlerde.
Dün gece Trabzon Devlet Tiyatrosu salonunda
Trabzon Tabip Odası Sanat Ekinlikleri çerçevesinde
Hekimlerden Yaza Merhaba Konseri gerçekleştirildi.
Trabzon Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun 17. Ocak.2006 tarih ve 31 sayılı kararı ile kurulmasına karar verilen Trabzon Tabip Odası Sanat Kolu Yönetim Kurulu, odanın onursal başkanı
Uz. Dr. Kemal Çağlar, Başkan
Prof. Dr. Kadriye Yıldız (
Sevgili Kadriye Hanım biliyorum bu konsere hazırlanırken çok ama çok yoruldunuz, neyse geçmiş olsun!), Başkan Yardımcıları
Uz. Dr. Ali Kemal Başaran,
Uz. Dr. Naci İmamoğlu ve üyeler
Dr. Necmi Güngör, Dr. Ali Özkan ve
Dr. Osman Bulut’tan oluşmaktadır.
Yukarıda adı geçen yönetim kurulunun oluşturulan sanat kolu içindeki çalışmalarının meyvesi olan
Hekimlerden Yaza Merhaba Konseri bu bakımdan oldukça anlamlıydı kuşkusuz.
Sevgili dost Sayın
Prof. Dr. Kadriye Yıldız’ın
değerli davetleri sonucu “ve ayrıca görevim gereği” bu konseri dinledim.
Öncelikle
Hekim Çocukları Piyano Resitalinden oluşan birinci bölüm gerçekten dinlenilmesi ve ayakta alkışlanması gereken bir bölümdü. Çünkü piyano öğretmeni Sayın
Lale Kılıç’ın öğrencileri olan hekim çocukları
Zeynep Sonat, Dora Demirkır, Deniz Öztürk, Bade Özkan, Doğan Güneş, Anıl Yarış, Ceren Banabak, Kübra Aydın, Işıl Şahin, Türkün Yıldız, Seray Çiçek, bulundukları yaş grubuna göre seçilmiş eserleri başarıyla seslendirdiler piyanoda. Hekim çocuklarının piyano resitalinde dikkat edilmesi gereken, mutlaka atlanmaması gereken bir önemli hususta kuşkusuz klasik piyano resitali evrensel göreneğini, en azında verildiği kadarıyla uygulamaya çalışmalarıydı. Dinleyiciye kendilerini takdim etmeleri, reverans ile selam vermeleri, piyano başına otururken dikkat ettikleri kurallar vs. Tabii ki bunları öğrenmelerinde öğretmenlerinin katkısı vardı kuşkusuz.
Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği Konserleri ise aslında bildiğimiz klasik hüviyeti taşıyan, bunu sunan ama amatör olarak sınıflandırdığımız bu tür konserlerden çok daha disiplinli ve ağırbaşlı, doktorluk mesleğinin sosyal gereğini üzerinde taşıyan bir topluluk konseriydi. Türk Sanat Müziği Korosu’nun şefi
Eylem Derçin, klasik zevke hitabeden,
Hüseyni, Segâh ve Nihavent makamındaki eserlerden oluşturulan repertuarı başarıyla yönetti.
Türk Halk Müziği Korosu içinde fazla söylenecek bir şey yok. Çünkü ülkemizin hemen her yöresinden derlenmiş eserler, şef
Şener Demir tarafından başarıyla yönetilen koro tarafından başarıyla seslendirildi.
Benim burada ayrıca yazmak istediğim bir şey daha var ki, o da programı sunan
Yrd. Doç. Dr. Kübra Kaynar’ın sunuculuktaki samimi duruşuydu. Mesleğim gereği çok sunucular gördüm. Çok güzel hazırlanmış nice programı mahveden, yerlerde süründüren, üstüne üstlük bir şey yaptığını zannedip havalanıp, sonra havalandığı yerde duramayıp baş üstü yere çakılan sunucular bilirim. Bunların içinde ülkemizin reytingi yüksek sunucuları da vardır. Kim mi bunlar? Şimdi burada isim yazmayayım izninizle, Trabzon Valiliğinin karşısında, üzerinde “
Adliye Sarayı” yazan binayı tavaf etmeye hiç niyetim yok çünkü.
Programın değerli sunucusu Sayın
Yrd. Doç. Dr. Kübra Kaynar’ı sunumdaki başarısından dolayı tüm yüreğimle kutluyorum. Osmanlıcaya bi hakkın vakıf olmasa bile en azından Türkçe sözcüklerin özellikle ünlü seslerini iyi bir artikülâsyonla seslendirmesi yeter de artar bile. Ayrıca mikrofon tutuşundaki inceliğin de hakkını vermek gerek. Çünkü otuz küsur yıldan beri sahnede olan İbrahim Tatlıses bile böyle mikrofon tutamadı henüz. (
Söz konusu arkadaş mikrofonu her eline alışında titremeye başlıyor, acaba 380 volt elektriki mi veriyorlar biz farkında olmadan kendisine?)
Sonuçta, iyi bir konserin ardından
Trabzon Tabip Odası Sanat Kolu’nun yapacağı belki son ama en önemli çalışma (bu şimdi eksik çünkü) derhal yine hekimlerden oluşan
çok sesli koroyu hayata geçirmektir. Biliyorum çok sesli koro daha fazla çalışma ve dolaysıyla emek isteyen bir oluşumdur. Hekimlerimiz çok yoğun mesailerinden dolayı belki bir araya gelmekte zorluk çekeceklerdir. Ama meslekleri gereği bilimsel anlamda günün gereğini yakalamış olan hekimlerimiz, kent kültürünün en rafine ürünü olan sanatta da bugün yapılması gerekeni, yani çok sesli koroyu kurmakta ve hayata geçirmekte çok fazla zorlanmayacaklardır diye düşünüyorum.
Hayatımızı, sağlığımızı emanet ettiğimiz hekimlerimizin gerçekleştirdiği bu tür bir “
şenlik”, eminim dinleyicilerin düş gücünü zenginleştirdi. Konser sonrası kimi dostlarımla, yurdumuzun dört bucağında kurulacak böyle ciddi amatör koroların en yaygın, en dürüst, en etkili sivil toplum örgütü olacağını, mesajların şarkılarla verilebileceğini konuştuk uzun uzun.
Şimdi düşlerimize güveniyoruz, “
yukarılarda” dönen dolaplara değil.
Müfit Semih Baylan
Editör
Editörün Notu: Bu konserle ilgili fotoğrafları Foto Albüm ikonumuzun 13. sayfasında görebilirsiniz.
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.