Yazılar

Her şeyi onlar bilirler...Sayı: 1557 - 14.10.2013

Geçenlerde, CNN Türk'ün başarılı haberci ve editörlerinden Ahu Özyurt'un tango ile ilgili bir twit'ine bende bir yorum yaparak, önerdiği tangoya katkıda bulunmuştum. Sevgili Ahu Özyurt'ın bu twitine tanımadığım başka birisi yorum yaparak (sanırım gazeteciydi) "Haşmet abi de bunu önermişti" dedi. Haşmet abi dediği, gazeteci Haşmet Babaoğlu.

Bunun üzerine aklıma o müthiş trio geldi. Haşmet Babaoğlu, Sunay Akın ve Hıncal Uluç.
Her şeyi, her zaman, her yerde bilen ve her şey hakkında mutlaka fikirleri olan müthiş trio.

Örneğin bir albüm çıksa, o albümle ilgili mutlaka yaşamışlıkları vardır. Bu yerli bir sanatçının albümü de olabilir bir Amerikalı şarkıcının ya da İsveçli bir şarkıcının. Ama mutlaka kendi eksenlerinde anlatacak bir şeyleri vardır. Hem de paslaşarak.

Bu üçünü teker teker ya da topluca ekranda gördüğüm ya da bir şekilde adlarına yine teker teker ya da topluca rastladığım zaman Mike Tyson'ın "iyi bir dayak yemek adamı mütevazı yapar" sözü aklıma geliyor nedense.

Şimdi televizyon programı yapıyorlar mı bilemiyorum. Çünkü bir süredir hiç rastlaşamadık ekranda. Ancak televizyon programlarından birinde, Hıncal Uluç Amerikalı Whitney Houston'un ünlü Titanic filminin şarkısı olan I Will Always Love You ile ilgili bir şeyler anlatıyordu ki, Sunay Akın devreye girdi ve Titanic'in Amerika yolculuğuna başladığı Southampthon limanı ile ilgili bir anısın anlattı. Dinlediğiniz anıdan ziyade bir film senaryosu mübarek. Bu kadar mı kurgu olur. Anıdan geçen taksi şoförü, Tren, raylar, gar, eski liman, yeni liman, taksi şoförünün şiirselliği, hepsi hazır.

Savunduğu bir konuda neyle neyi nasıl bağladığına şaşırdığınız Hıncal Uluç, her konserde vardır. Ama mutlaka vardır. Merak ederim saati, zamanı çakışan, yani aynı saate dek gelen konserlerde aynı anda nasıl bulunabiliyor? Bunun bir sırrı var mı bilemediğimiz. Ben kaç tanesine tanığım aynı saate dek gelen iki konser hakkında ikisini de dinlemiş, izlemiş gibi yaz yazdı adam gazetesindeki köşesinde. Bu nasıl oluyor? Son olarak geçenlerde uçakta Bussiness Class yolcuların çektiği sıkıntıları anlatarak ülkemizin kanayan bir yarasına parmak basmıştır. Hatta hatta bir kadının katiline kerata diyebilecek kadar güçlü bir karakteri ve kalemi, birikimi  vardır. Ölen nasıl olsa bir kadın zaten. Kerata işte n'aparsın? Hıncal'ım yıllarca yedik senin bu aristokrat havalarını. Ama artık kimse yemiyor, haberin olsun!

Ahmet Altan'ın Jr'u olan Haşmet Babaoğlu, Arjantin'in tangoları, Amerika'nın Country müziği, ya da dünyanın başka yerlerinden müzikler, sizde mi birleşiyor? Müzik tarihçilerinin ya da müzikologların bilgi ya da fikir sahibi olamadığı türleri nasıl bilebiliyorsunuz. Peki biliyorsunuz da neden müzik tarihçileri ile paylaşmıyorsunuz. Lorenna Mckennit'in Bilecikli olduğunu söylerken neye dayanıp söylüyorsunuz? Bu söyleminiz etnik anlamda bir ayrıştırmayı mı içeriyor? Yoksa hakikaten yerel bir zenginlik mi katmak istiyorsunuz? Bunu anlamak gerçekten zor.

Trabzonlu, Sevgili hemşehrim Sunay Akın, çok okumakla ilgili değil söylediklerim, yeterli bir tarih bilgisiyle edineceğimiz bilgileri, allayıp, pullayıp önümüze başka bir biçimde servis etmek, neyin derinliği oluyor anlayamıyorum? Yukarıda tekrar tekrar söylediğim gibi, bir şarkının, konserin, şiirin, öykünün herhangi bir yeriyle ilgili, yazarıyla ilgili mutlaka bir yaşanmışlığınız var. Bunu neyle açıklayabiliyorsunuz çok merak ediyorum? Günün 24 saat olduğu gerçeğinden hareketle insan ömrünün de ortama 80 yıl olduğunu varsayarsak, içinde 50 milyon saat video bulunan You Tube bile sizin performansınıza yetişemez. Benim sorguladığım da bu zaten.

Rahmetli büyüklerim bir atasözünü hatırlatarak "Çok para haramsız, çok laf yalansız olmaz" derlerdi.

Şu değerli ekran triosunun yaptığı bu atasözünün neresine uyuyor acaba?

Yeni bir yazıda buluşana değin esen kalın sevgili dostlar.


Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.