Yazılar

Yapmamız gereken....Sayı: 1561 - 18.11.2013

Batı'nın emperyalist devletlerinin hasta adam dediği, her kurumu ile yozlaşmış, çalışamaz hale gelmiş Osmanlı Devleti'nin yüzyıllar boyu sömürdüğü Anadolu coğrafyasında, 10 yıllarca süren savaşlar sonucu, benliğini, nitelikli insanını, sağlıklı gençlerini yitirmiş olan Osmanlı toplumunun; yine türlü türlü hastalıklarla ve bitmiş tükenmiş ekonomik şartlarla mücadelesinin ardından, böyle bir toplumu derleyip toparlayarak, bir ideale inandırarak, bundan seküler düşünen aydınlık ve güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti çıkartmayı amaçlayan ve bunu başaran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e her zamankinden daha büyük sevgiyle bağlı olacağımız günleri yaşarken onu saygıyla anıyorum.

"Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" diyerek, yaptığı devrimler içinde "Kültür Devrimi"ne ne kadar önem verdiği görüyoruz.

Atatürk'ün gerçekleştirdiği kültür devriminin ürünleri olan kültür ve sanat kurumlarımızın, derdest edilip çöpe atılmaya hazırlanıldığı şu günlerde, söz konusu sanat kurumlarımızda sanat yapan tüm sanatçılarımızın her zamankinden daha duyarlı ve daha bilinçli  olarak sanat kurumlarımıza sahip çıkması gerekmektedir.

Bu bilinç ve sahip çıkma, Ulu Önder Atatürk'ün, kültür devrimini yaparken ortaya koyduğu çağdaş seküler esaslar ışığında, dünyanın kabul edeceği, ayakta alkışlayacağı evrensel ürünler vermek ideali ile çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Atatürk'ün, ortaya koyduğu ilkelerin üzerine temelini atıp oluşturduğu müzik ve diğer sanat kurumlarımızın ulaştığı  evrensel sanatsal kaliteden nemalanarak kendine yer açan ya da yer açmaya çalışan, "Atatürk'ün mirasını kabul ediyorum, ama kendime Atatürkçü diyemem" şeklindeki sözleriyle, her akşam televizyonlarda ahkam kesen papağanlardan olduğu apaçık belli olan bu "mirasyedi" bukalemunları iyi tanımamız gerektiğinin üzerini özellikle vurguluyorum.

Günümüz; Kültür Bakanlığı'nın uzun tartışmalar sonucunda kime hangi tutarda ödenek verdiğini, müzik bilmeyen müzik yazarlarının kaleminden, kimin ne kadar iyi çalıp çalmadığını tartma, ölçme ve biçme zamanı değildir.

Günümüz, Ankara'daki bir pastahane açılışına opera sanatçılarını gönderen siyasetçilere haddini bildirme günüdür.

Günümüz, top yekûn sanata ve sanatçıya sahip çıkma, savunma günüdür.

Günümüz, çağdaş sanata sahip çıkma savunma günüdür.

Bunun içinde dayanacağımız en önemli referans, 2013 yılında bile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dahi devlet adamının, ilkeleridir ve devrimleridir.

Yeni bir yazıda buluşan değin esen kalın sevgili dostlar

Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.