Yazılar
One Hit Wonders / Müziğin Nokta VuruşlarıSayı: - 14.06.2006
Popüler müziğin en önemli fenomenlerinin başında gelir One Hit Wonder ya da Türkçe'de tam doğru olarak kullanmadığımız haliyle tek şarkılık liste başarıları. Ortada oldukları dönemde herkes onlardan bahseder ancak listelerdeki hakimiyetleri bittiğinde adları bile hatırlanmakta zorlanılır. Kerem Arsal, one hit wonder olayını sizler için araştırdı ve örnekledi.
Her sene yeni bir telefon, yeni bir kıyafet, yeni bir parfüm, yeni bir içki, yeni bir hayat. Popun bizi çektiği yere doğru gidiyoruz garip bir şekilde. Enteresan bir rahatsızlık hissediyoruz başka yöne hareketlendiğimizde. Aslında düşündüğümüzde hepimizin hayatını kolaylaştırıyor pop. Sabah kalktığımızda ne giyeceğimizi düşünmek zorunda kalmıyoruz, hangi kitabı okuyacağımızı biliyoruz, bizim için çizilen yönde koyun gibi yürüyoruz. Yanlış anlama olmasın bu arada; pop hayat yaşamak suç olmadığı gibi, komik de bir şey aslında. Babamın fotoğrafına bakıyorum. İspanyol paçayı çekmiş, fiyakasından geçilmiyor. Annemin gözlerindeki makyajdan Gülşen Bubikoğlu fışkırıyor: "O zaman öyleydi be evladım". Kaçınılmaz bir şey bu. Zamanı gelince benim onlara güldüğüm gibi bana da gülecekler, size de. Şimdi havamızdan geçilmiyor ama değil mi? Madem maskara olmamız kaçınılmaz, biz de hakkını veririz aslanlar gibi...
Dün olup, bugün hala sevdiğimiz ya da en kötü olasılıkta midemizin kaldırdığı şeylere bir isim takıyoruz ve kibarca "klasik" diyoruz. Kendi devrinde yarattığı etkiyi bir şekilde bugüne taşıyabilen şeyler bunlar. The Clash dinliyoruz bayıla bayıla, Orwell okuyoruz kendimizi geliştirmek uğruna ya da -ne biliyim- Otomatik Portakal seyrediyoruz dersler çıkartmak namına. Kendimize göre bir sınır koyuyoruz sonra da sanata dair. Ben diyorum ki mesela: "Sabah hazmedip, akşama tuvalette alkışlarla uğurladığım yemek gibidir pop". Aç mı kalıyım yani her yemeğin tadı damağımda kalmıyor diye? Değil mi ama? Ben de dinleyeceğim White Town: "I Could Never Be Your Woman, lay lay lay..."
İsterseniz sadece müzik dünyasına odaklanalım biraz. Bana sorarsanız popun kendine göre bir hiyerarşik piramidi var. Sınıflar arasındaki kıstas ise hayatlarımız üzerinde yarattıkları etkinin şiddeti ve vadesi. Madonna ve Sting gibi dev isimler, daha doğrusu gerçek yıldızlar, on yıllardır hayatımızı parmağının ucunda oynatmayı başaracak güce sahip mesela. Piramidin tepesindeki tahtlarında yerlerini alıyorlar. Altlarında geçici olarak korkunç bir şöhret yakalayabilen fakat uzun vadede etkisi vasat şiddette kalan, ne zaman başına ne geleceği belli olmayan Britney Spears, Christina Aguilera, Backstreet Boys gibi gücü genelde plak şirketlerinin inisiyatifiyle ölçülen üst-orta sınıf yatıyor. Arada üç-beş senelik ömre sahip, hafızalarımızı bir miktar zorlamak zorunda kaldığımız Alphaville, Snap gibi haysiyetiyle ortadan kaybolan isimler var. Piramidin en dibinde ise parça tesirli One-Hit-Wonder'lar geliyor. İşte bunlar sabah "merhaba" akşama "güle güle" dediğimiz şarkılarla karşımıza çıkıp, bir daha kendilerinden haber alamadığımız, elimizdeki telefondan, kıçımızdaki kottan farkı olmayan şarkıcılar ve gruplar. Saf pop, trend. Neden sevdiğimizi anlamamıza fırsat bırakmadan ağzımıza dolanan şarkılar ve sahibinden bir daha ses seda çıkmayan nokta vuruşlar bunlar.
Çoğu zaman One Hit Wonder'ların, diğer hitlerden daha büyük yankı uyandırdığı hissine kapılıyoruz piramidin neresinde olurlarsa olsunlar. Bana sorarsanız bu garip inanışımızın altında yatan sebep bir daha tekrarlarının olmaması. Madonna 'Like A Virgin'in ardından 'Vogue' yapabiliyor mesela. O zaman 'Like A Virgin'in etkisi ister istemez biraz frenleniyor ama one-hit-wonder'lar tekrarları gelmeyen prototip şarkılar olduğu için akıllara çok daha sağlam yerleşiyor. 'Are You Jimmy Ray?' dediğimizde gelen ilk tepki korkunç desibellerde bir kahkaha olsa da, ardından şarkının unutulmazlığı konusunda görüş birliğine varılıyor. Enteresan. Çoğu zaman one-hit-wonder'lar tahminlerden daha ciddi zararlar bırakabiliyor akıllarda. Yoksa kişisel görüşüm, one-hit-wonder'ların herhangi bir hitten çok da farklı olmadığı şeklinde.
Peki, şöyle bir konu açalım: "One-Hit-Wonder'ları ilk bakışta nasıl tanırız?" One-hit-wonder'ları tanımanın en basit yolu biraz paraya kıyıp albümlerini dinlemek. Birçok one-hit-wonder, içinde hit parçadan başka bir şey olmayan, çöp değerinde albümlerle çıkıyor piyasaya. Başka bir deyişle, bariz bir şekilde one-hit-wonder'lar boylarından büyük bir hit'e imza atmış oluyorlar. Genellikle kapasitelerinin çok üzerinde iş çıkarmaları ana sebep oluyor bir daha aynı kalitede bir şarkı yapamamalarına.
Bunun dışında sadece kısa dönem ticari başarıyı hedefleyen One-Hit-Wonder'larımız var. Onlar için söylenecek çok bir söz yok bana kalırsa. Nadiren ise plak şirketlerinin ihmalkarlığı ve umursamazlığı yetenekli isimlerin harcanmasına sebep oluyor. Fakat bu sefer de ısrarcı olmayan one-hit-wonder'ların kendi sonlarında en az plak şirketleri kadar pay sahibi olduğunu görüyoruz.
Durumu şöyle özetleyebiliriz belki. Birçok one-hit-wonder kendine özgü ve diğerlerinden apayrı vakalar. Bakınız son 10-15 yılda ne tip one-hit-wonder'lar ne tip etkiler yaratmış, kimi ne kadar sevmişiz, kimleri ne kadar unutmuşuz?
Haddaway (What Is Love?): Şahsımın henüz ortaokulun son sınıfında olduğum bir döneme denk gelir Haddaway. Lisemdeki geleneksel orta-son partilerinin en favori şarkısıydı 1993 yılında. Çaldığı anda herkes sahneye koşardı anlamsız bir şekilde. Yarı şaka yarı ciddi dansedilirdi bu parçayla. Bazı arkadaşlarımın parçanın içinde duygusal anlamlar araması ve kendilerince bir şeyler bulması hayretlere düşürürdü beni. 'What Is Love? Baby Don't Hurt Me' sözlerinin altından arabesk manalar çıkarabilmek de bir marifetti sanırım o dönemlerde. Tobagolu Haddaway, iyi niyetli bir insandı. 'Life' diye bir şarkı daha yaptı. Albümleri falan da var. Ama tahmin edeceğiniz gibi, 'What Is Love?' enerjisi, anlamlı sözleri ve yüksek temposuyla diğer çalışmalara oranla asla kapanmayacak yaralar açtı bünyelerimizde.
Tasmin Archer (Sleeping Satellite): Tasmin Archer sadece dev bir hit sahibi değil, aynı zamanda anlamsız klipler döneminin de bayraktarlarındandır. Hafızalarımızı zorlarsak ortalıkta kuşlar, kimyasallar, garip bir laboratuar ortamı hatırlayacağız. Şarkı, enfes bir pop şarkısı olmakla beraber, Archer'a birkaç boy büyük gelmiştir. Aksi takdirde, gönül isterdi, dahası gelsin böyle şarkıların. Kanımca müziğini Seal ile karşılaştıranlar son derece isabetli bir yargıda bulunuyorlar. Şimdi öğreniyorum ki, Elvis Costello icralarından oluşan bir albüm bile yapmış kendisi (Shipbuilding). Yine orta-sondayım bu arada (1993). Slov dans filan ediyoruz bu şarkıyla. Saçmalık yahu. Bir o kadar da komik...
Los Del Rio (Macarena): 1996 yılında piyasaya çıkan ve gelmiş geçmiş en şiddetli one-hit-wonder'lardan birisi hiç şüphesiz. İçerik olarak ne dediğine dair hiçbir fikrimin bulunmadığı, çoluk çocuk bütün sülaleyi dans ettiren enteresan bir şarkıydı Macarena. Ellerimizi önce öne, sonra yana, kafamıza, her yerimize değdirip, sonra da şarkının "haaaayt" dediği yerlerde kıvıra kıvıra bedenimizi başka yöne çevirdiğimiz milli marş etkisindeki dansı unutmamız mümkün değil elbette. Fakat doğal olarak parçaya imzasını atan Los Del Rio'yu pek anımsayamıyoruz. Neden? Çünkü kendilerini bir daha göremedik. Bu arada parçanın yaz mevsimine denk gelmiş olmasını da hesaba katalım lütfen.
4 Non Blondes (What's Up?): Büyük hayalkırıklığıdır 4 Non Blondes'un ortadan kayboluşu. Kendileri sadece 'What's Up?' gibi harika bir rock şarkısına imza atmakla kalmayıp aynı zamanda boru gibi de bir albüm döşemiştir (Bigger, Better, Faster, More?). Başarılarının karşılığını Neil Young ve Pearl Jam ile turneye çıkarak almışlardır hatta. Sonuçta olan olmuştur ve 4 Non Blondes'un kariyerinin saman alevinden farkı kalmamıştır.
White Town (Your Woman): Ortalığı sarsan bir şarkıydı 'Your Woman'. Kesinlikle muhteşem bir beste olarak dergimiz kadrosunda da derin etki yaratmıştır. Basit, melodik ve zeki bir kompozisyon olması bestekarı Jyoti Mishra'ya geçici bir şöhret kazandırmıştır. Lew Stone klasiği 'My Girl'den alıntı trompet sample'ları eşliğinde lezbiyen bir kadının karşı cins mensubu arkadaşının aşkına karşılık vermemesi konu edilmiştir. Akıllı bir insanın ürünü, akıllı bir şarkıdır. Hala dinlerim zaman zaman. Keşke dahası olsa dediğimiz indie-pop janrının one-hit-wonder'lardaki temsilcisidir Your Woman. Sene? 1997.
Babylon Zoo (Spaceman): Bilim-kurguya olan düşkünlüğü sebebiyle kendisine Babylon Zoo adını takan Jas Mann'in dev hitidir 'Spaceman'. Şahsi kanımca çok çirkin bir şarkı olmasına karşın enteresan bir ilgi toplamıştır. 1996 yılında Levi's tarafından da kullanılan 'Spaceman', Mann'a kısa süreli bir sevinç yaşatmış ve birkaç sene yetecek para kazandırmıştır. Ellerini garip garip açarak, kafasını ikide bir kameraya sokacak derecede yaklaştırarak saçmasapan bir dans uyduran Babylon Zoo'nun ortalıklarda bir daha gözükmemesi hem kendisini bir one-hit-wonder yapmıştır hem de müzik dünyasını bir yükten kurtarmıştır.
Jimmy Ray (Are You Jimmy Ray?): Tek kelimeyle saçmalık. Yani ben 'Siz Kerem Arsal mısınız?' diye şarkı yazsam olur mu? Kendi adını şarkıda kullanması ne kadar arıza bir hareketse, sevgili menaceri Simon Fuller da niyetlerin bir o kadar göstergesidir. Kendisi müzik endüstrisine Spice Girls'ü kazandırarak, 'önce para' diyebilmiş bir menacerdir. Sonuçta olan gariban Jimmy Ray'e olmuştur. Kendisi nerededir, ne yapar bilinmez. Ya da saçları hala öyle Elvis gibi midir mesela? Ya da hala karavanların üstüne çıkıp kalçasını kıvırıyor mu? Kendi bilir tabi...
Joan Osborne (One of Us): 1996 yılında ortaya çıkan 'One of Us', inanç dünyamızı aydınlatan sözleri ve Joan Osborne'un suratına yapılan yakın çekim kliple hatırlanabilir. Vasat üstü bir şarkı olmasına rağmen neden bu kadar büyük bir yankı uyandırdığını hala anlayamamakla beraber, kendisini niye bir daha göremediğimizi de çözememiştim önceden. Daha sonra kendisinin yetenekliden çok iyi niyetli bir şarkı yazarı olduğu anlaşıldı. Çok kaliteli isimlerle çalışmasına rağmen, yaratıcılık konusunda kısırlık yaşamış olması en kuvvetli tahmin. Bir albüm daha çıkardı yıllar sonra. İlgilenen buyursun: "Righteous Love".
Rednex (Cotton Eye Joe): Az kalsın unutuyordum bu şaheseri. Kendisine 'redneck' sıfatını uygun görmüş bir sürü deli insan yapay bir ahır ortamında dans etmiştir ve kol kola dönmüştür bu parça eşliğinde. İçerik olarak ise, Pamuk Gözlü Joe, gittiği yerlerde yere bakıp yürek yakmıştır ve şarkıyı söyleyen Rednex'i çok üzmüştür. Şarkının kendisi de bizleri çok üzmüştür ama günde elli defa çaldıkça dinlemekten kaçamamışızdır. Şimdi, bir eşe dosta mırıldansam bu şarkıyı orta yerinden yarılır hiç şüphesiz. Palyaço gibiydi adamlar yahu. Yazıktı yani!
VE DİĞERLERİ
Chumbawamba - Tubthumping
Right Said Fred - I'm too sexy
Snow - Informer
Crash Test Dummies - Mmm Mmm Mmm Mmm
Deep Blue Something - Breakfast at Tiffany's
Spin Doctors - Two Princes
Fine Young Cannibals - She Drives Me Crazy
EMF - Unbelievable
New Radicals - Get What You Give
Tonic - If You Could Only See
Big Mountain - Baby, I Love Your Way
OMC - How Bizarre
Lou Bega Mambo No.5
The Divinyls - I Touch Myself
Kaynak: http://www.bluejean.com.tr
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.