Yazılar

Kötü müzik nedir? Nasıl yapılır?Sayı: 1569 - 13.01.2014

“Kötü şarkı / kötü müzik nasıl yapılır?” diye girdim, öğütler verdim. Aradan size uygun olanları seçin, uygulayın, nur topu gibi bir kötü şarkınız olsun. Ben dinlemem ama emin olun ‘hit’ olur. Dahası, enstrüman tonunu öyle bir tutturun ki, davulun sesi teneke gibi gelsin, gitarlara ‘gar gar gar’ yüklenirken melodi kaybolsun

Yavuz Hakan Tok, www.hayatmuzik.com ’da bir diziye başladı. İçeriğine bir diyeceğim elbette yok, olamaz ama başlığına takıldım: “İyi müzik nedir, nasıl yapılır?” İddialı, evet ama içeriğiyle o iddianın altını dolduruyor: ‘İyi’ albümleri yazıyor. İtirazlarım elbette var, bu da insanın doğası gereği, herkes her albümü aynı şekilde sevemeyeceginden ama takılma nedenim bu da değil… Soru, akla hemen karşı soruyu getiriyor: Kötü müzik nedir, nasıl yapılır? Bu hafta, bu soruya cevap arayacağım. Bunlar elbette kişisel tespitler, hemen “ahkâm kesiyor”a bağlamayın, itirazınız varsa tartışalım. Mevzunun tek yazıda kalmayacağı muhakkak, katkılarınız önemli. Daha açık söyleyeyim: Önerilerinizi yazın, birlikte bir “kötü müzik” rehberi oluşturalım, “kötü şarkı nasıl yapılır” sorusunun cevabını bulalım.

* Kötü müzik için ilk koşul, tekerleme tadında sözler… Barış Manço gibi değil, Serdar Ortaç sözleri gibi. Gerçek tekerlemelerden, onlara yapılan göndermelerden söz etmiyorum, tekerleme gibi yazılmış ama mânâsız olması için uğraşılmış sözlerden söz ediyorum. Bu ara dillere düşen pop şarkılarının olmazsa olmazı. Yazık ki rock’a da sirayet etti. Oysa Şenay ‘Honki Ponki’de, MFÖ ‘Sude’de bunlarla dalga geçmişti.

* Sözler önemli. Yazarken dikkat!. Memleketin en güzel şarkılarından birinin içinde geçen “sevişmek bir dakika” sözünün o şarkıyı gölgelediğini, yıllardır “erken boşalma” esprilerine maruz kaldığını unutmayın. Öngörülü olun, tehlikeli olabilecek kalıplardan kaçının. Bugün normal olan bir söz, yarın kim bilir ne anlamlara gelecek? Gökben’in 1973 Tarihli “Yine Verirdim Sana” adlı plağını hatırlayın: Bugün böyle bir şarkı yaparsanız RTÜK canınıza okur!

* Elinizi korkak alıştırmayın, net mesajlardan kaçınmayın. Lafı dolandırmak sadece şarkıda değil, gerçek hayatta da makbul değil. Kötü şarkı yapmak istiyorsanız lafı dolandırın ama net mesaj vereceğim derken ayarı kaçırmayın: “Allah belanı versin”, gayet net, lakin hoş değil.

* ‘Kötü şarkı’ için elbette ‘kötü müzik’ lazım. Bunun için de ‘olmazsa olmaz’lar var: Yaylı sazlar mesela… Bu içinde yaylı olan her şarkı kötü demek değil. En olmadık yerde ‘gıy gıy’ girerek insanın içini karartması gerekiyor. Arabesk kemanlardan da söz etmiyorum, hani bu aralar rock şarkılarına dadanan kemanlar var ya, zaman zaman gitarların yerini alanlar… Sahnede bir güzel kız tarafından çalınırsa hele, tadından yenmez. Şarkının “kötü”lüğünü örter.

* Arabesk demişken, yalnızlıktan ve depresyondan söz eden, içinden ‘yokluğun’, ‘ağlamam’ sözleri geçen şarkılar her dem tutar. Ancak Sezen Aksu bu işin piridir, yazılabileceklerin en güzelini yazmıştır, bu saatten sonra ne yazsanız kötü olur.

* Tersi de geçerli elbette: “Gecelere akalım, lay lay eğlenelim”, “ya ya ya” gülelim, “şa şa şa” gidelim derseniz, olmaz. Olur ama kötü olur. O dediğimiz fasıl, 70’lerin ortalarında bitti. “Hoptirililay lay laylay lilay lom” nakaratlı şarkılar, “bim bam bom”lar falan o çağa özgüydü, modası geçti. Çok istiyorsanız orijinalleri duruyor kenarda, hepsi birbirinden güzel üstelik.

* Müzik katkıya ve etkileşime açıktır. Memleketin renklerinden ve sazlarından korkmayın. “Batılı” olmanıza gerek yok, zorlamayın. “Doğulu” olmak da çok saçma. Bulunduğunuz yerde kalın. Kulağınıza gelen ‘farklı’ seslere açık olun. Onları müziğinize katmaktan kaçınmayın. Paul Desmond, ‘Take Five’ı yaparken bizim ritmlerden esinlendi, Beethoven 9. Senfoni’sinde mehterden etkilenmişti. Dahası, “Ele Güne Karşı” gibi bir 9/8’lik mucize var bu memlekette… Ancak bunu yapacağım derken şarkıyı ‘göbek havası’na döndürmeyin. “Ne dedin şimdi sen?” diyorsanız Mirkelam, Duman ve Özdemir Erdoğan dinleyin, anlayacaksınız. Onlar gibi yedirmezseniz şarkı kötü olur. Aslında hedef bu. O zaman olur olmaz yerlere bağlama sokuşturun, piyanoyu ve gitarı Batılılar gibi kapıştırın, biraz da “çağdaş” olun. Kimsenin anlamayacağı kelimeler kullanın ve ‘entel’ sözler yazın mesela. Bu da kötü şarkı yapmak için tercih edilebilecek garanti yollardan. Bunu yaptığınızda steril bir dinleyici kitleniz olur ve sizi sürekli alkışlarlar. Popüler olmak gibi bir derdiniz yoksa, bu hattan ilerleyin.

* Çağdaş olma meselesini abartmayın yine de. Gündemden uzak kalmak fena ama illa ki gündemle ilgili şarkı yapacağım derken çuvallayabilirsiniz. Bakın, ayakkabı kutusu meselesi bile çoktan unutuldu. Hafızasız toplumuz, bugün çok popüler bir mevzu iki gün sonra sizi komik duruma düşürebilir. Kötü şarkı için koşullardan biri, sözlere bodoslama yüklenmek ve duyduğunu yüklemek. Yenilikleri de ıskalamazsanız, bir anda tutan bir kötü şarkının sahibi olabilirsiniz. Facebook ve Twitter şarkılarda kullanıldı, Instagram henüz popülerken bir el atın.

 “Kötü şarkı / kötü müzik nasıl yapılır?” diye girdim, öğütler verdim. Aradan size uygun olanları seçin, uygulayın, nur topu gibi bir kötü şarkınız olsun. Ben dinlemem ama emin olun ‘hit’ olur. Dahası, enstrüman tonunu öyle bir tutturun ki, davulun sesi teneke gibi gelsin, gitarlara “gar gar gar” yüklenirken melodi kaybolsun. Bunu yaparsanız hem her şeyi bilen havalı prodüktörlerce el üstünde tutulursunuz, hem de dinleyici sizi çok sever. Sözler ve sahne duruşunuzda da “yaralı kuş” tadını yakalarsanız yeni dönemin yıldızı olabilirsiniz. Fırsatı kaçırmayın.

muratmeric@gmail.com

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.