Yazılar

Bir buçuk milyar dolarlık ihale...Sayı: 1597 - 08.09.2014

Günlerdir müzik dünyamızda Fazıl Say - Gürer Aykal kavgasını izliyoruz. Bu kavganın sonucu olarak düşünülen iki ulusal ve uluslararası festivalden Türkiye'nin olması, Fazıl Say'ın inatçı olarak görülen davranışı, günlerdir bir şekilde takip ettiğimiz gelişmelerdir.

Bu gelişmeler yaşanırken Şef Gürer Aykal'ın yanında yer alan Hıncal Uluç gibi gazeteciler Fazıl Say'a yüklenip, "Ondan özür dileyene kadar, konserlerine gelmeyeceğim" boyutuna kadar işin varması, buna Fazıl Say'ın sosyal medya aracılığı ile "Konserime gelme Hıncal" biçimde sert bir yanıt vermesi meselinin iç yüzünden haberdar olmayan dinleyicinin ve müzik dünyasının Fazıl Say'ın karşısında yer alması, Bifo-Fazıl Say festivalinin iptali üzerine Şef Gürer Aykal'ın "çok güzel bir gelişme" yorumu yapması, Fazıl Say'ın "neden konserler değil de festivalin tamamının iptali" sorusu kafaların iyice karışmasına neden oldu.

İki gün önce ajanslardan posta kutumuza düşen bir haber olayın vahametini ortaya koyarken, müzik tarihçisi Ahmet Say'ın Sol Haber portalı üzerinden yaptığı açıklama, hikayenin aslında çok farklı boyutta olduğunu ortaya koyuyordu.

Bifo-Fazıl Say festivalinin sponsoru Borusan, 1,5 milyar dolarlık Azerbaycan-Türkiye petrol boru hattının ihalesini almak için siyasi iktidarın baskısıyla sponsorluktan çekilmişti.

Yani Fazıl Say'ı destekleyen hiç bir kuruluş ihaleden pay alamayacaktı. Sorun Fazıl Say'dı ve her alandan tırpanlanmalıydı.

Şimdi öyle görünüyor ki bu durum Gürer Aykal'ı mutlu etmiş, hatta perde arkasından bu senaryoların içinde olduğu izlenimini yaratmıştır.

Fazıl Say'ın kurduğu ve 14 yıl emek verdiği Antalya Piyano Festivali Genel Sanat Yönetmenliği'ne Şef Gürer Aykal'ın balıklama atlamasının nedeni de açıkça belli oluyordu.

Gürer Aykal'ın durduğu yeri deşifre eden, kaynağı bende saklı olan iki olay aktaracağım sizlere:

İlki Hasan Hüseyin Akbulut'un DOB Genel Müdürlüğü zamanında cereyan etmiş bir olay. TBMM yasama yılı açılış resepsiyonunda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bir konser için meclistedir. Program gereği ilk olarak İstiklal Marşı çalınacaktır. Tüm protokol İstiklal Marşı için hazırlık yapıp esas duruşa geçtiği sırada şefimiz Gürer Aykal AB marşı olarak kabul edilen Ludwig Von Beethoven'in 9. Senfonisini çaldırır.

Yorum sizin!

İkincisi, Ludwig Von Beethoven tarafından, Napoleon için yazıldığı bilinmekte olan Eroica ile ilgili. Söylenene göre Beethoven, Napoleon'da -Goethe gibi- çağının büyük adamını görmüş ve cumhuriyeti, insan hak ve hürriyetlerini koruyacağı, insanlara mutluluk getireceği inancı ile eseri kendisine adamıştır.

Notre Dame katedralinde Napoleon kendi tacını kendine takıp bir imparator olduktan sonra da Beethoven bu duruma kızarak Eroica'nın ilk sayfasını yırtıp atmıştır.

Zira artık "o da herkes gibidir"

Bu ezberdeki hikaye.

Ancak tarih biraz döngüsel.

12 Eylül'den sonra Milli Güvenlik Konseyi toplanıp yemin ederken, şef Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası çalmak için ilginç bir seçim yapar:

Eroica.

Gürer Aykal, o gün Ludwig Von Beethoven'a benzer hislerle, demokrasiyi, insan hak ve hürriyetini tesis etmek için Kenan Evren ve şürekasının iktidara geldiğine inandığını söylüyor.

Ancak paşalar anlaşılan o gün bu düşüncede değillermiş ki Şef Gürer Aykal'a  üstü kapalı bir mesajla eseri çalmaması rica edilmiş.

"lütfen bilindik şarkıları çalmayın."

Ve işte o gün, o yemin töreninden sonra, kaybolan demokrasiyi tesis etmek ve insan hak ve hürriyetlerini güvence altına almak adına, Türkiye'de Eroica yasaklanmıştır.

Çünkü Evren Paşa zaten herkes gibidir.

Yorum yine sizin.

Kısacası, taşra salonlarında bilgiçlik taslayıp, dinleyicileri aşağı görürken, Borusan Filarmoni Orkestrasına konuk şef olan Cem Yılmaz'ı alnından öpmeyi lütuf sanan orkestra şefimizdir kendileri.

Ak trollerin orkestra şefi versiyonudur.


Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.