Yazılar

CSO yeni binasına taşınıyor da...Sayı: 1779 - 17.10.2020

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Ankara’nın Sıhhiye semtinde yapılan yeni binası, Cumhuriyetin ilanının 97. Yıldönümü olan 29 Ekim 2020 günü açılıyor.

İlk kez 1992 yılında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından gündeme getirilen ve yarışmaya katılan 46 proje arasından Semra ve Özcan Uygur çiftinin projesi birinci seçilerek CSO konser salonunun yapımına karar verilmişti.

Salonun, 1997 yılında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından temeli atılarak inşaatına başlanmış ancak çeşitli olumsuz koşulların yanı sıra Alman akustik uzmanı ile Bayındırlık Bakanlığı arasında yaşanan iletişim ve koordinasyon sorunlarının projeye yansıması nedeniyle inşaatına devam edilememiş, 1997 yılından buyana salonun inşaatı atıl durumda kalmıştı.

Ertuğrul Günay’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde inşaatın ilerlemesinin önünde engel teşkil eden sorunlar çözülüp yeniden bütçe oluşturulmuş ve bu dönemde inşaatın büyük ölçüde ilerlemesi sağlanmıştı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, inşaatta incelemeler yaparak “bitirilememesine hayret ettiğini” söylemişti.

23 senedir  “bitmeyen senfoni” algısı oluşturan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeni salonu nihayet tamamlanarak 29 Ekim 2020 günü resmen açılacak.

Kuşkusuz bu güzel bir gelişme.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na uzun yıllar hizmet etmiş olan Hipodrom Caddesi’ndeki salon, yapılan kimi tadilat ve iyileştirme çalışmaları sonucu ciddi akustik sorunlar yaşatmaya başladığından yeni bir salon arayışına girişilmesi gayet olağan bir sonuçtur.

Ancak, yeni bir salona geçmek yeterli midir? Aşağıda yazacağım nedenlerden dolayı yeni salona geçmek CSO’nun çehresinde sadece bir makyaj mıdır?

Öncelikle çağdaş tüm orkestraların sanatçıları şefini demokratik yollarla kendi seçer. Ama Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçıları şeflerini kendileri seçemiyor. Orkestranın bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından şef atanıyor.

Özerk yapısı ortadan kaldırılmış. Bu nedenle sınav açamıyor. Sınav açsa da gerçekleştirdiği sınavlar şaibeye bulanıyor, sonuçları dedikodu malzemesi oluyor. Yani Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası stajyer sanatçı sınavını demokratik yollarla “siyah perde” ardında yapamıyor.

Ülkenin sendikalaşma şartlarını da göz önünde bulundurursak, CSO’nun memur ve emekli sanatçıları ile diğer çalışanları bundan nasibini alıyor memur sanatçılar ve emekli sanatçılar, diğer çalışanlar sendikalaşamıyor.

Orkestranın özerk yapısı ortadan kaldırıldığı için, Kültür ve Turizm Bakanlığı orkestranın tüm içişlerine direkt müdahil olduğundan, Orkestra müdürü ve orkestra yönetim kurulu kağıt üzerinde göstermelik bir yapı olarak kalıyor.

Yine bu özerk yapının kaldırılması ile ilgili olarak, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yenidünya müziğine kapalı kalıp, bildiğimiz ve en az bin kere dinlediğimiz romantik ve klasik dönem müziğinden oluşan repertuarla dinleyicinin karşısına çıkıyor. Oysa CSO ile aynı ayarda dünya orkestraları yenidünya müziği ile ilgili neleri başarıyor hep birlikte izliyor ve dinliyoruz.

Ve orkestra tümüyle devlet desteğine (sübvansesine) muhtaç durumda.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın hali pürmelâli böyle iken yeni, temaşası yüksek bir salona taşınmak yeterli olacak mı?

Göreceğiz!


Müfit Semih Baylan
Editör

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.