Yazılar

Konservatuar...Sayı: - 23.08.2006

Kendisinden çok şey öğrendiğim rahmetli dedeciğim çocukluk günlerimin birinde şöyle bir lâf etmişti: “Rüzgar denizden karaya estiği sürece biz bu rutubetle didişmek zorundayız tüm yaşamımız boyunca”

Ölümünün üzerinden koca bir yirmi altı yıl geçmiş olan dedeciğimin bir sözü ile neden böyle bir girizgah yaptığımı merak edenleriniz olabilir. Nedenini hemen açıklıyorum: Çünkü Trabzon’da hava o kadar nemli ki ilk kez kışın gelmesini bu kadar çabuk istedim. İnanın gündüz dışarıya çıkmamız neredeyse imkansız, elli metre yürüyorsunuz sırtınıza giydiğiniz ne varsa sırılsıklam. Ondan sonra haydi duşa, Aynen ördek gibi olduk. Sudan çıkmıyoruz!

Memleketimin havasının bu kadar nemli olmasının ya da eski deyimle rutubetli olmasının yazın ve kışın bir çok olumsuz etkisi var yaşamımıza. Yazlarımız gereğinden fazla sıcak, kışlarımız olması gerekenden fazla soğuk oluyor. Tabii bir de müzisyen iseniz çaldığınız enstrümanınıza inanılmaz zararları oluyor. Bazan öyle olaylara tanık oluyorsunuz ki anlattığınız zaman sizi dinleyen kişi kendisiyle dalga geçildiğini bile zannedebiliyor. Zor durumda kalıyorsunuz yani. Lâfınızıın doğruluğunu anlatana kadar da canınız çıkıyor.

Benim eski dostum, eski derken bir yirmi yıllık vardır dostluğumuz, beni geç anlayan bir dostumdur, evet zatı-âlimi analiz edip anlayabilmek bir hayli zaman alıyor, ne yapayım bu da benim olumsuzluğun, eğer bunun adı olumsuzluk ise. Sözü dağıtmayayım,dün bu sevgili dostumun müzik evinde sohbet ederken konu bu rutubet olayına geldi. Sevgili Mehmet Salih konuyla ilgili bir olay anlattı, bir arkadaşı kendisine bir ud getirmiş, udun göğüs tahtası nem nedeniyle olacak kabarmış, kabarığın oluşturduğu yarıktan bir madeni para geçebilirmiş, neyse Mehmet Salih dostum tamir ettirmek için udu almış ancak gel zaman git zaman tamir edecek olan kişi ile karşılaşması bir türlü mümkün olmamış, bu nedenle ud yaklaşık iki ay kadar  Mehmet Salih arkadaşımın rutubetli piyano odasında beklemiş. Sonra bir gün ud tamircisi dostumun müzikevine geldiğinde, udu tamir etmek için eline almış ki o da ne, udun göğüs tahtasındaki kabarıklık yok olmuş, düzelmiş yani udun arızası, artık oraya japon yapıştırıcı ile müdahale edip birtek zımpara vurmak kalmış.

İşte bu olay rutubetin Trabzon’da hangi boyutta olduğunu gösteren birşey. Ankara’dan aldığınız bir enstürümanı Trabzon'a getirdiğinizde  ilerleyen zaman içinde sazınızı tanıyamayabilirsiniz. Yani o kadar da abartmıayalımda size biraz masraf çıkabilir. Onun için Trabzon’daki müzik evleri genelde İstanbul ve İzmir’deki enstrüman imalatçılarını tercih ederler.

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.