Yazılar
Alt Kültür, Müzik ve GençlerSayı: - 04.10.2006
Genellikle çeşitli ifade biçimlerinde yan yana kullanılan kültür ve alt kültür kavramları gerçekte anlam ve işlev olarak birbirlerinden farklıdır. İnsan ve toplumların yaşama biçimleri her iki kavrama ortak bir özellik kazandırmasına rağmen alt kütür kavramı çeşitli ayrımlar ve farklılıklar taşımaktadır.
Toplumun genç bireyler üzerindeki tek düze etkisi ve baskıcı anlayışı gençleri kültürel alanlarda daha farklı davranmaya yöneltmiştir. Gençlik alt kültür özelinden hareket ederek toplumun gençlerin bireysel yetenek ve yaratıcılıklarını ortaya koymasına izin vermediği için ve çeşitli iletişim araçlarını kendi egemenliğinde bulundurduğu göz önüne alınacak olursa gençler içinde kaçılacak güvenli alanlarda yarattıkları alt kültür alanları olmaktadır.
Sanayi toplumlarına özgü toplusal sınıflarda çeşitlilik gösteren bireysel ve toplumsal sorunların daha çok genç kuşaklarda görünür etkilere yönelmesi bu kesimin değişim ve dönüşümler karşısında dönemleriyle ilgili duyarlılıklarından kaynaklanmaktadır. Sanayileşme sürecini yaşayan toplumlarda ise orta ve alt sınıfların bir iletişim sorunu haline dönüşen kentleşme olgusunun bireye getirdiği yeni yükümlülükler bu bakımdan en çok genç kuşakların tutumları ile biçimlenmektedir. Bu süreçte bireyin güç ve iktidar anlayışı kar ve özel mülkiyetle doğru orantılıdır.
Hızlı toplumsal dönüşümlerin yaşandığı toplumlarda en çok etkilenen kesimlerin başında gençlik gelmektedir. Çünkü toplumsal dönüşümlerin merkeze aldığı bireyselleşme hareket yeteneğini en çok gençler için sunmaktadır. Gençlerin bu yeteneği kullanma biçimleri ise birbirinden oldukça farklıdır. Bu farklılık bireyselleşmenin temel hedefleriyle ilgili olduğu gibi gençlerin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzeyleri ile de ilgilidir.
Gençlik kitlesinin genel norm ve davranışlarıyla büyük ölçüde farklılaşan, değişme ve dönüşümler karşısında özgün tutumlar geliştiren alt kültürlerin varlığına bu çerçevede tanık olunmaktadır. Alt kültür kendine özgü yaşama biçimini kendi gurubunda içselleştirmiş ve ona benimsetmiş bir topluluktur. Ancak bir topluluğun alt kültür olarak anlamı onun belli bir toplumsal göreliliği ile açıklanabilir. Yani herhangi bir alt kültür belirli bir toplum içindeki konumu ile anlam kazanmaktadır. Özellikle Avrupa ve Amerika da yetmişli yıllarda telaffuz edilmeye başlanan punk ve rock alt kültürleri de bu anlamda değerlendirilebilir.
Buradan yola çıkarak punk ve rock alt kültür hareketleri yaşanan çağa tepki olarak ortaya çıkmışlardır. Hayata anlam kazandırmak için yaşadıkları toplumsal ortamın yaratıcılıklarını ve özgürlüğünü kısıtladığını düşünen bu alt kültür grupları çeşitli yollardan bu içinde yer aldıkları varolan toplumsal zincirleri kırmaya çalışmışlardır.
Bu gruplarda bulunan bireyler genellikle orta ve ortanın altı gelir düzeyinde yaşamaya ve ekonomik olarak toplumun horlanan kısmın da bulunmaktadırlar. Eğitim düzeyleri yüksek olmayan bu gruplarda gençler başta aileleri olmak üzere yerleşik düzenin devamı ve muhafazasında belli bir misyonu olan tüm kişi ve kurumlara karşıdırlar.
Anne baba, öğretmenler, polis, askerlik ve diğer gençlik grupları kısaca kendi dışında kabul ettikleri her şey. Punk ve rock alt kültürlerindeki benzer birleştirici öğelerden biride müzik olmuştur. Birer müzik akımı olarak ortaya çıkan punk ve rock müzik daha sonra birer alt kültüre dönüşmüşlerdir. Punk ve rock alt kültürleri toplumsal tepkilerini müzik ile dışarı vurmuşlardır. Müziğin derin duygular ve bütünleştirici etkisi gençleri bir araya toplanmaya yöneltmiştir. Ayrıca müziğin gençler üzerindeki tepkici anlayışı oluşturmada büyük başarılar elde etmesini sağlamıştır. Böylece müzik sivil protestoyu da meşrulaştırmıştır.
Punk ve rock alt kültürlerinin yarattığa kültürde ise yaşamlarına uygun düştüğüne inandıkları estetiği kurmaya uğraşırken önceki farklı akımların üyelerince uygulanmış devrimci taktiklerin çoğunu aynen kullanmışlardır. Marjinal giyim tarzı, sanat ile günlük yaşam arasında ki sınırların daraltılması, yan yana gelmeyecek nesneleri ve davranışları bir araya getirme, izleyicinin kasıtlı olarak kışkırtılması, hiçbir eğitim almamış icracıların kullanılması ve kabul görmüş gösteri biçimleri ile usullerinin keskin bir şekilde oluşturulması.
Punk ve rock alt kültüründeki önemli noktalardan biride bu grupların cinsel muğlaklık yaratarak cinsel kimlikte belirsizlik yaratmaya çalışmalarıdır. Bu görüntülerini önce sahneye daha sonra sokaklara taşımışlardır. Cinsel kimlikte ki erkeksilik kadınsılık kararsızlığından yararlanma bu gruplarının öncülük ettiği bu moda akımını sokaklara da taşısa da yaratılmak istenen çağrışımlar topluma tepkidir.
Basın konusunda punk ve rock alt kültürlerinin getirdiği çeşitli yenilikler olmuştur. Fanzini kullanıma sokmuşlardır. Edebiyat, kültür, sinema, çizgi roman gibi konu başlıkları altında derlenen yazılar şiir, öykü ve desenler A4 boyutunda yada daha küçük formatlar da hazırlanıp fotokopiyle çoğaltılıyor. Böylece alt kültür grubuna dahil olan bireyler fanzinle haberleşip cemaat ilişkilerinden uzaklaşmıyorlar.
Bu grupların fanzin çıkarıp bunu kendi kitlesine yaymasındaki temel amaç tekelleşmiş medyanın ve egemen söylemin kamulaştırdığı yayınlara girmeyen alternatif insanların kendi başlarına yazıp, kesip, çizip ürettiği bireysel ya da kolektif bir isyan ve başkaldırı nesnesini
kitlesine ulaştırmaktır. Bu yaratılan fanzinler İster küçük ister büyük olsunlar, bütün fanzinlerin amacı aynıdır. Punk ve rock kültürünü ve felsefesini tanımlayan fikirlerin iletişimini sağlamak. Böylece fanzinler, anarşi, cinsellikle ilgili meseleler, çevresel felsefeler ve Punk ve rock 'un ticari politikalarının ayrıntılarını göstermek için kullanılabilirler.
Medyanın punk ve rock alt kültürüne bakışı iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci aşamada magazinelleşmiş medyanın punk ve rock alt kültürlerini yanlış yönlendirmesi ve Punk ve rock'ın gerçekte ne olduğuna veya ne ile ilgili olduğuna bakmaksızın, adını kötüye çıkarmıştır. Televizyon, filmler, karikatürler ve reklamlar Punk ve rock'u kamuya yanlış bir şekilde tanıtmıştır. Punk ve rock kültürü, insanların kendilerine zarar verdiği, şiddet içeren, geçici bir moda olarak nitelendirilmiştir.
İkinci aşamada ise punk ve rock alt kültürleri medya tarafından popülerleştirilip birer tüketim nesnesine dönüştürülmüştür. Punk ve rock'ın yarattığı bütün ürünler yumuşatılıp topluma uygun hale getirildikten sonra satışa sunulmuştur böylece punk ve rock alt kültürünün oluşturduğu kültürel öğeler toplumun geneline yayılarak kitleselleştirilmiştir.
Yaşananlar açısından bakıldığında medyanın baskı kurumları ile hareket edip alt kültür gruplarını baskı altına almaya çalışmışlardır. İlk aşamada medya ele aldığı alt kültürü temkinlice ele almıştır. Daha sonra toplumun ahlak bekçiliği görevini ele alıp onları baskı altına almaya çalışmışlardır. Eğer bu çalışmayla başaramazlar ise kapitalizm oyununa başvurup alt kültürü evcilleştirip toplumun geneline yaymaya başlarlar. Alt kültürü bir moda ve tüketim malzemesi olarak gösterip show dünyasının bir parçası olarak yansıtır.
Türkiye'de ise seksenli yıllara telaffuz edilen edilmeye başlanan alt kültür kavramı, gençlik planındaki en somut örneğini rock ve punk alt kültüründe kendini göstermiştir. Küreselleşme ile karşı karşıya kalan Türk toplumu kürselleşmenin getirdiği kültürle beraber evirilmeye başladı. Bir yandan batıya yöneliş, diğer yandan göçle taşınan geleneksel yaşam biçimi Türkiye'de değişik grupların oluşmasına neden oldu. Oluşan gençlik grupları da sosyo ekonomik yapıya bağlı olarak çeşitli değişiklikler göstermişlerdir.
Punk ve rock alt kültürünün Türkiye'deki ayağına bakıldığında Avrupa ve Amerika'daki örneklerinden farklılık göstermektedirler. Punk ve rock çıkış merkezlerinde yaşadığı toplumsal hareketliliği Türkiye'de yaşamamıştır. Türkiye'de doksanlı yılların ortasında yaşadığı evcilleştirilme ve düzen içine çekilme dönemini yaşadı.Dinleyicilerinin çoğalmasına, topluma ulaşma kanallarının zenginleşmesine ve müzikal anlamda da kimi özgünlükler yakalamasına rağmen punk ve rock alt kültürleri, bu dönemde daha öncesinde varolduğunu söyleyebileceğimiz muhalifliğini, düzen dışılığını, hatta karşıtlığını büyük oranda yitirmiş ve Türkiye müzik endüstrisinin has elemanlarından birisi haline gelmiştir; bir zamanların alt kültür rock müziği parçalanmış ve ortaya endüstriyel bir pazarlama ürünü, markalaştırılan birer nesne olarak çıkmıştır.
Sonuç olarak gençlik kesiminin yaşadığı işsizlik ve yabancılaşma düşük düzeydeki teknolojik gelişme punk ve rock alt kültürlerini yaratmıştır. Punk ve rock her seviyede paradokslar taşıyan bir akımdı, kültüre ve avantgarde eğilime ait unsurlar da taşıyordu kimlik anlamında da amaç; birincisi etrafında yapılanmak diğeride alt üst etmekteydi. Punk ve rock alt kültürleri geniş bir ilgi odağı olmaktan ve pop bir kavram olmaktan asla haz duymadı. Böyle zamanlarda kendi içinden yeni bir karşıt tavır doğurdu ve bunu kendisine rakip ve eleştirmen olarak kullandı. Müzik olarak doğan bu iki akım hayranları tarafından çıkarılan fanzinlerle, kitaplarla, foto albümlerle ve daha birçok değişik ürünlerle yaşatılmaya devam etmektedir. Çünkü birçok hayranı onunla ergenlik çağında tanışmış olsalar bile yaşları ilerledikçe, onlara denk düşen bir konularda onları ifade etmeyi veya kendilerinden bir şeyler bulmalarını sağlamayı başardı. Çünkü punk ve rock alt kültürleri de sürekli eviriliyor değişiyor, yaşamı özümseyip yeniden yorumluyor. Punk ve rock müziği toplumdan izole eden yaş, sınıf, cinsiyet, ırk veya başka bir unsur yok. Öncelikle ağırlıklı olarak çalışan sınıfın, erkeklerin ve yoksulların müziği olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen daha sonraları yaşanan sorunların bu tip ayrımları aşmasıyla herkesin müziği oldu. Uzun saçlı, deri ve blue jean tarzı giysili, insanların müziğinin ağırlıklı olarak satıldığı dükkanlarda iş adamı veya iş kadını kıyafetleri içinde kısa saçlı, temiz sakal traşlı genç erkek ve kadınları görmek de alışılmamış bir şey değil artık.
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.