Yazılar
Piyano Eğitiminde Nota OkumaSayı: - 20.12.2005
Piyano eğitiminde “nota okumak” çok önemlidir. Doğru ve olması gerektiği biçimde nota okuyan öğrenci, başarılı bir şekilde piyano çalar ve repertuarını genişletir. Repertuarını genişlettikçe de yaptığı işten zevk alır. Bu onun, müziğin geniş boyutlarını tanımasına yardım eder. Kısaca, nota okumak ve okuduğu notayı çalmak, müzikten hoşlanmanın ve müziği anlamanın temel esasıdır. Öyleyse, nota okuma becerisini geliştirecek ve başarıyı maksimuma, başarısızlığı da minimuma indirecek olan, eğitimcinin göz ardı etmemesi gereken çalışmalar nelerdir? Nota okumanın ve çalışmanın unsurları neler olmalıdır?
Çoğu eğitimci, öğrencilerine nota okuma ve çalma konusunda, ton ve zaman işaretleri (ölçü sayısı) aracılığıyla, parçanın genel yapısı da göz önünde bulundurarak bazı önerilerde bulunur. Nedir bu öneriler? Örneğin, onlardan ritimler vurmaları, bazı temel akorları çalmaları ve çalarken ellerine değil, sürekli notaları okumaları istenir. Bunlar gerçekten önemli ve önemli olduğu kadar da yararlı önerilerdir. Peki, başka neler olmalıdır? Göz ardı edilmemesi gereken diğer hususlar nelerdir?
Müziği okumak ve çalmak, karmaşık bir beden fonksiyonudur. Diğer bir deyişle, bir intiba ve ifade işlemidir. İntibayı takip eden ifadedeki hız ve atiklik, kişilere göre değişir. Gözler nota kâğıdına bakar, beyin algılar, yorumlar, işitme ve dokunma hissini uyandırır, bunları klavye üzerine aktaracak olan uygun kaslar dürtüyle emirleri gönderir. Eller ve parmaklar çalar. Böylece, nota kâğıdı üzerinde görülen şekiller, işitsel olarak ifade edilir.
Bir öğrencinin müziği okuma yeteneği geliştirmesine öğretmenin başarısı, kullanacağı çeşitli materyalleri öne çıkarması sıraya bağlıdır. Öğrenci bir problemi aşar aşmaz, yeni bir problemle karşılaşır ve onları kendisinin önceki müzikal temellerine ilave ederken, bu bilgiyi kullanmak için devam eder. Müziği okumak için yapılması gerekenleri en başında, müziğin yapısının tanınması ve çalabilmek için de teknik gerekir.
Başlangıçta müzik yapısının basit nota grupları ile tanıtılması gerekir. Bu, modern pedagojide olduğu gibi, bir çocuğun kelimeleri okumasını öğrenme işlemine benzer. Önce kelime grupları, sonra kelimeler ve en sonunda da heceler ve harfler öğrenilir. Bir piyano öğrencisi de önce nota gruplarını, daha sonra ise birer, birer notaları tanıyabilecektir. Bir başka şekilde söyleyecek olursak, gözlerin hareketi, sayfa boyunca düzenli ve devamlı değildir. Belirli nota grupları üzerinde durup sabitleşirler, tanımlamayı yapar yapmazda bir sıçrayışla diğer nota grubunu tanımlamak için dururlar.
Müzik yapısı aşağıdaki şekilde tanıtılabilir. Bunun için Do majör tonu temel olarak kullanılır:
1- Beş sez örneği: Bu basit bir dizi çıkışıdır. Gözler başlangıç notasını bulur ve diğerlerini beş ayrı nota yerine bir şekilde olarak görür.
İyi nota okuyan bir kişinin gözleri, dizek boyunca hareket ederken beş notadan oluşan bir dizi görülecektir. Çalarken, sağ başparmakla başlamasıyla şekil otomatik olarak oluşacaktır.
2-Dizek üzerine yazılmış melodi çizgileri ve aralıklar:
-İkili aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Üçlü aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Dörtlü aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Beşli aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Altılı aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Yedili aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
-Oktav (sekizli) aralık içeren melodi çizgileri ve aralıklar
3-Üçlü akorlar ve çevirmeleri
4-Dörtlü akorlar
Bir öğrenci, az öncede sözünü ettiğimiz gibi, bir defada sadece bir akor veya sadece bir nota görmeye devam ettiği sürece, akıcı bir şekilde nota okumayı ve beraberinde çalmayı gerçekleştiremez. Yani, nota okumanın kolaylığı, gözlerin ilk bakışta koç notayı algılayabileceğine bağlıdır. Bir defada gördükleri, birkaç nota ile sınırlı olan öğrenciler vardır. Öyle ki bunlar, sayfadaki her notayı bildikleri halde tanımaya çalışırlar. Böyle öğrencileri, yavaş nota okuyan öğrenciler olarak tanımlayabiliriz.
İyi nota okuyan bir öğrenci, müzikteki nota aralıklarının klavyedeki tuşların aralıklarına tamamen uyduğunu anlar, nota kâğıdındaki bir müzik motifinin şekil, sanki eldeymiş gibi hissedilir. Örneğin, beş sesli basit bir dizide olduğu gibi, eşit aralıklı komşu notalar, klavyede nota kâğıdında görüldüğü şekilde hissedilir. Eğer öğrenci başlangıç pozisyonunu biliyorsa doğru bir şekilde çalabilecektir.
Bir müzikal partisyon ve parmak hareketleri arasındaki bul ilişki, yalnızca klavyeli çalgıcılar için geçerlidir. Örneğin, trombonda notalar dizek üzerinde yukarı doğru gidebilir ama çalış aşağı doğrudur. Aynı şekilde bizim halk çalgılarımızdan bağlamada da durum böyledir. Bir yaylı çalgı, örneğin keman çalan bir kişi, tel değiştirir ve aşağı doğru gidiyormuş gibi görünürken, sayfadaki notalar yukarı doğru gider.
Bu ilişki, diğer müzikal şekiller için de geçerlidir. Örneğin, kırılan bir akorda, el yine notaların şeklini alır. Bu şekli tanıyan bir öğrenci, hemen ellerini uygun şekilde ayarlar ve kendisine yalnızca en alttaki notayı bulmak kalır.
Buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Örneğin, ters çevrilmiş bir dominant7 akoru; üstte iki parmak komşudur ama beşinci parmak alttaki sesi bulmak için bir açılma yapmak zorundadır.
Benzer durumlar, siyah tuşlar için de geçerlidir. Esas itibarıyla el, nota kağıdındaki notaların göründüğü şekil alır.
Öğrenciler, özellikle ek çizgilerdeki notaları okumakta güçlük çeker. Bu da çalma işleminde bir güvensizlik hissini doğurur. Yukarıda sözünü ettiğimiz teknikleri bilen bir öğrenci, kendisine kılavuz bir nota seçtiği anda, şekilleri hissederek çalar. Nota okumada hata yapsa bile, çalma konusunda güven kazanır.
Aynı şekilde, notaların kağıt üzerindeki adlarından çok, klavye üzerindeki konumları önemlidir. Bir öğrenci, notanın klavye üzerinde yerini tanımlayabilmelidir. Bu, notaların yanlış oktavlarda çalınma şansını azaltır. Öğrencilerin fiziksel tepkilerinin otomatikleşmesi demek, notaların isimlerini kolayca öğrenebilirler demektir.
Elbette tüm bunlar, öğretmen dikkatli bir şekilde planlar ve sıraya koyarsa, zamanla kendisinin desteğine öğrenci daha az ihtiyaç duyacaktır. Eğitimcinin asıl amacının, öğrenciyi daima bildiklerini tanımaya hazır duruma getirmek ve kendi ayaklarının üzerinde durmasını sağlamak olacağı unutulmamalıdır.
Materyal seçiminde özellikle okuyucuları için nasıl bir sıra oluşturulmalıdır? Bunu şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Paralel yönde nota hareketleri,
2-Zıt yönde nota hareketleri,
3-tek sesli müzik, sonra basit akor eşliğiyle melodi çizgisi,
4-Çeşitli şekillerde (paralel ve zıt) kontrapuntal hareketler.
Bütün bunları uygulatırken yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi, dizekteki nota dağılımlarının, klavyedeki nota dağılımlarıyla aynı olduğu unutulmamalıdır. Öğrenci, el şekilleriyle ilişkisini hatırlatacak nota gruplarını aramayı öğrenmelidir.
Eğitimcilerin, piyano tekniğinin temel çalış
Şekillerinden birisi olan, gamların önemi üzerinde de büyük bir duyarlılıkla durmaları ve okumayı zorlaştıran faktörleri iyi tespit ederek, problemlerin ortadan kaldırılması için gayret sarf etmeleri gerekmektedir.
Gamlar, başlangıçtan itibaren öğrenciye verilmelidir. Öğrenci, bunları yalnızca öğrenmekle kalmayıp, aynı zamanda ezberlemelidir. Çünkü bir parça içersindeki tüm notalar, altere edilmiş sesler olmadıkça, belirli bir gama aittir. Tonal motifler, kısman veya tam dizi şekilleri formundadır veya bir akor yapısını takip eden aralıklar içerir.
Bir öğrencinin, piyanoda fa ve sol anahtarlarını aynı şekilde iyi okuması da önemlidir. İlkokul ve ortaokullarda öğretilen parçaların çoğu sol anahtarıyla yazıldığından, piyano çalan öğrenciler fa anahtarındaki notalarda çok sık hata yaparlar. Bu nedenle, öğrenciler fa anahtarında okumayı geliştirmek zorundadır. Klavye armonisi, bunun için mükemmel bir altyapıdır. Klavye armonisi vasıtası ile öğrenci müzikal yapının aşılmasının verdiği bir güvenli okumayı geliştirir ve anahtar ilişkilerini güçlendirir.
Okumayı zorlaştırıcı ve paralelinde çalmayı zorlaştırıcı faktörlere gelince, bunları temel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Tempo,
2-nota bilgisi (kazanılmış olan basit seslerin mükemmel bilgisiyle birlikte, bemol ve diyez seslerin pek çoğu),
3-Teknik beceriler (geniş açılımlar ve sıçrayışlar),
4-Karışık ritim şekilleri.
Bu zorlayıcı faktörler en aza indirmenin yolları nelerdir? Genel öneriler neler olmalı veya nasıl bir sistematik izlek tavsiye edilir?
Genellikle bunlar, kendilerini nelerin beklediği konusunda bazı bilgilere sahip olmak için, parçayı ilk önce tetkik etmeden nota okuyup çalmaya başlayanların yaygın hatalarıdır. İntiba ve ifade gücü, organize düşünmenin iyi alışkanlık haline gelmesiyle artar.
Bir öğrenci, nota okumaya başlamadan önce dört temel elementi kontrol etmelidir:
1-Anahtar isimlendirilmeli,
2-zaman işaretini bilmeli,
3-Tempo göstergesini not etmeli,
4-hepsinden önemlisi, ilk birkaç ölçünün ritmik şeklini, ritmi hissettiğinden emin olarak sayıp, hafif bir şekilde vurmalıdır. Aynı zamanda da müzik boyunca bilemeyeceği bir ritmik şekil araştırılmalı ve bunları da sayarak vurmalıdır.
Ritim, nota okurken karşılaşılan en zor problemdir. Bu nedenle öğrenci, notayı okumadan önce ritmi saymalı ve hissetmelidir. Ritmin doğru olmasına karşı, eğer notaların doğruluğu konusunda herhangi bir şüphe olursa, doğru ritim ve tempoyu koruyup devam edebilmek için birkaç nota feda edilmelidir.
Nota okuma ve çalma uygulamalarında, öğrencinin normal seviyesinden daha kolay materyaller bulunur. Bu şekilde öğrenciler, göz ve el hareketlerini ustalaştırarak güvenlerini güçlendirirler. Bu arada, editörün vermiş olduğu parmak numaralarına uyması için, öğrenciler daima uyarılmalıdır.
nota okuma, hafıza ve alışkanlıkların kombine sonuçlarına bağlıdır. Yani, bazı bilinen semboller vasıtası ile, önceden öğrenilenlerin anında geri çağrılma beceresi olarak düşünebiliriz. Dikkatlice seçilmiş materyaller ile sistematik çalışma sürdüren bir öğrenci, bundan yeterince faydalanacak, piyanoya olan ilgisi artacak ve beğeni düzeyi yükselecektir.
İyi ve çabuk nota okumayı geliştiren bir başka faktör, belki de öğrenciyi en çok motive eden yol, birlikte müzik yapmaktır. Örneğin, düetler, eşlikler, dört el için piyano eserleri gibi. Öğrenci, gerektiği katar grubun temposu ile birlikte hareket eder ve birliktelik, gözü, kulağı ve çalmak için de eli eğiterek hızlı fonksiyonlar kazandırır.
Nota okumayı, görsel öğrenenlerin işitsel öğrenenlerden daha iyi uyguladıkları da başka bir gerçektir. Buna rağmen, bazı öğrenciler bu konuda hiç özel ilgi görmeden, iyi birer nota okuyucusu olabilirler.
İyi nota okumak, öğrencilerin melodik, armonik, kontrapuntal, ritmik ve ona hayat veren yapısal fikirler, karakter ve duygu güçleri ile müziğin kalbine doğru hızlı bir şekilde ilerlemelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, genel öneriler ve hatırlanması gereken noktalara kısaca değinelim:
1-Gözler sürekli ileri bakmalıdır: Öğrencilerin bazen bir eldeki notayı okurken ve çalarken, notayı okumadığından diğer eli gelecek pozisyon için hareket ettirmede başarısız olurlar.
2-Notalar grup şeklinde okunmalıdır.
3-Akorlar bir grup halinde daima aşağıdaki sesten yukarıya doğru (petsen – tize) okunmalıdır.
4-nota okumada süreklilik veya bütünlük sağlanmalıdır. Bunun için, birlikte müzik yapmak önemlidir. Öğrenci yalnız başına çalıştığı dönemde bile, sanki bir başkasıyla müzik yapıyormuş gibi düşünmelidir.
5-Okumadan önce, parça incelenip, temel yapılar kontrol edilerek hafızaya alınmalıdır.
Kaynakça:
Agay, D. “Teaching Piano”, 2 Vols, Yorktown Music Pres. Inc. New York 1981.
Bastıen, J. W. “How To Teac Piano Succesfully”, Third Edition, General Words and Music Company, California 1988
Bryant, C. M. “Sight Reading Is An Art”, Clavier, February 1997
Ercan, N. “Çalgı eğitiminde nota Okuma Becerisinin Önemi”, Mavi Nota Ekim 1996
Harrel, R. “Components Of Sight-Reading” Claveir, February 1996
Küçük, A. “Bir Piyano Eseri Nasıl çalışılır?”,Filarmoni, 130. Sayı
Pamir, L. “Çağdaş Piyano Eğitimi” Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, Beyaz Köşk (Müzik Sarayı) Yayınları, No:2, İstanbul 1984.
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.