Yazılar
Ve Jehudi MenuhinSayı: - 20.12.2005
“Benim uğruma her şeyini feda etti. Günümüze dek düşlediğim her konuyu önceden düşünüp hazırlamış, gerçekleştirmiştir. Böyle bir yaratığa ender rastlanır dünyada; zarif, güzel, akıllı ve iyi. O benim tek başına yaşam nedenimdir. Müzik ise yaşamımın süsüdür. Ama itiraf edeyim temelinde karım yatar.”
Çağımızın ünlü kemancısı Jehudi Menuhin böyle söyler karısı Diana Gould çevresinde.
”Onunla ilgili en hafif bir hava akımını bile gözlerim. Çünkü o hep ileriye, geleceğe bakar, çevresini görmez. Tümüyle duygusal bir insandır. Görevim ise onun bir ejderha gibi korumaktır.”
Diana Gould ise böyle söyler kocası Jehudi Menuhin için.
Utangaç ve çekingen kemancıyla güzel ejderhanın birbirlerini ilk görüşleri İkinci Dünya savaşı’nın bitimine doğru Paris’in Müttefikler tarafından kurtarılışından kısa süre sonraya rastlıyor. Jehudi Menuhin savaş yılları boyunca cepheden cepheye koşarak konserler vermiş. Amerikalı ilk eşi Nora ile bir türlü uzlaşmayarak ayrı yaşamaya koyulmuş, hem ruhsal, hem yapısal yönlerden bitkin düşmüştü. Bu durumu sanatını da etkilemekte, onun artık kalkınamayacağı yolundaki söylentiler yayılıp durmaktadır. Bütün bu ortam içinde bunalan sanatçı bir gün avuntuyu eskiden beri tanıdığı Lady Harcourt’un evinde bulacağını sanmış. Yağmurlu bir Londra akşamı telefon ederek ertesi gün öğle yemeğine geleceğini haberleşmişti. 1944 yılının 30 Ekim günü bu saygıdeğer, sanat meraklısı soylu kadının Belgravia semtindeki büyük evinde ne olup bittiğini Menuhin şöyle anlatır anılarında:
”Salona girince koca yastıklardan birinin üzerinde oturmakta olan o güne dek gördüğüm belki en güzel kadın ayağa kalkarak elimi sıktı. Kestane rengi saçlı, uzun boylu inceydi. kişiliğinde zarafet, zeka, sıcak kanlılık, duyarlık birbirini bütünlüyor, birbirinde yansıyordu. Bu kızda yanlış bir şey yoktu, her davranış, her görüntü yerindeydi. Konuşma konuları kelebek gibi oradan oraya yöneliyor, bilgi ve espri odlu söz demetleri konfeti benzeri yağıyordu. Ben sadece susup oturdum, yemekten sonra ne olursa olsun bu kızı kaçırmaya karar verdim. Ancak başarım büyük olmadı, sadece dişçisine kadar eşlik edebildim ona. Ama bu kız benim idealimdi. Emindim bundan.”
Diana Gould ise şöyle diyecekti daha sonra rastlantı konusunda: “Bu tombulca, mutlu ve olağanüstü genç görünüşlü insanın konser salonlarındaki efsanevi Jehudi Menuhin’den çok başka oluşu şaşırtmıştı beni.”
Kimdi Diana Gould? Varlık bir İrlanda ailesinden geliyordu. Babası genç yaşta ölmüştü, kız altısını doldurmadan baleye başlamış, yıllar sonra tüm tenkitçilerin övdüğü bir yıldız olmuştu. Menuhin’le tanıştıktan sonra Diana uzunca bir süre soğuk kalmış, oysa kemancıda ateş çoktan bacayı sarmıştı. Araya tekrar savaş koşulları karışmış. Menuhin gene cepheleri dolaşmaya koyulmuştu. Savaş bittikten sonra Londra’ya dönen sanatçı Paganini’nin yaşamına ait bir filmde keman partilerini yorumlama önerisi aldı. Sevdiği kızı bulmuş, sahne konularında tecrübeli olan Diana başrolünü Stewart Granger’ın oynadığı filmin çekimi sırasında yardım ederken Menuhin’in ne denli saf ve temiz bir insan olduğunu anlamıştı.
Menuhin’in bu özelliği tümüyle yalıtılmış bir çocukluk ve gençlik döneminden geliyordu… Çocuklarındaki olağanüstü yeteneği sezen Moshe ve Marutha Menuhin çifti onu adeta pamuklara sarıp büyütmüşler, hele 1921 yılının 26 Kasım günü halk önünde verdiği ilk konserden sonra bu tutumlarını daha da sıklaştırmışlardı. “Harika çocuk” tüm dünyanın ilgisini çekerken yalnız dondurma yiyip bahçede dolaşarak büyüdü. Cep harçlığı, haftada on liraydı, oysa yılda milyonlarca lira getiriyordu konserleri. Menuhin bir caddede karşıdan karşıya ilk kez 18 yaşındayken geçebildi. Karısı Nola ile baş başa bir yere gitmesi, piknik yapması olanaksızdı, beraberlerinde kemancının annesini de almak zorundaydılar. Böyle bir durumda Diana’nın kendisi için nasıl bir önem taşıdığını şöyle anlatır sanatçı: “Diana yaşamına yeni bir yön vermişti. Artık yeni bir anlayış ve sezgiye sahiptim. Bana bambaşka görüş açıları getirmişti. Bunlar benim gibi tümüyle yalıtılmış bir gençlik dönemi geçiren, adeta cam bir kubbe altında büyüyen insan için çok önemliydi. Diana’nın varlığı benim başka insanlara yaklaşıp onlarla ilinti kurmamı sağlamıştı. Doğaldı bu sonuç: mizah duygusu, edebiyat ve resim eğitimi, sohbet yeteneği ve dostları yeterliydi böyle bir sonucu hazırlamaya. Garip eğitim ve gelişim kurallarımın yasak gördüğü zengin bir evreni açmıştı bana karım.”
Menuhin nerede olursa olsun Diana’sına telefon ediyor, onun sesini duyması yetiyordu. 1947 yılında Amerika’ya giderek eşi Nola’yı ayrılmaya razı etti. Sanatçı mutluluktan uçarak döndü Diana’ya. Önce beraber Danimarka’ya gidip gizlice evlenmeyi tasarladılarsa da formalitelerin güçlüğü nedeniyle işi gene Londra’da çözümlemeye karar verdiler. 1947 yılı 19 Ekim günü Chelsea semti evlendirme bürosunda imzaladılar belgeyi. Memurların adı Marsh ve Stream’dı. Yani bataklık ve akarsu. Menuhin anılarında bu adlardan alaylı anlamlar çıkarmış, yorumlar yapmıştır. Evlenme işi sona erer ermez soluğu prova için Royal Albert Hall’de aldı sanatçı. Şöyle yazacaktı daha sonraları: “Evliliğimizin birinci haftası daha sonraki haftaların benzeriydi. İlk sabah kahvaltıdan sonra konser, konserden sonra bir arkadaşın kırdaki evinde iki gecelik balayı, balayından sonra İngiltere’de turne, sonra da Birleşik Amerika’da.”
Gerçekten de böyle sürdü yaşamları bu mutlu çiftin. Diana şöyle der her zaman: “Ben bugünü yaşayamam. Jehudi’nin geleceği için daima iki-üç yıl sonralarda yaşamalıyım…”
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.