Yazılar

---

Eğitim Fakültelerinde Yeniden Yapılanma ve Müzik Eğitimi BölümleriSayı: - 26.12.2005

---

Cumhuriyet döneminde köy enstitüleri, ilk öğretmen okulları, eğitim enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları öğretmen yetiştirmede en bilinen modellerdir.

Öğretmen yetiştirmede yeni bir dönemin başlangıcı 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun yürürlüğe girdiği 1981 yılıdır. Öğretmen yetiştiren kurumlar, eğitim fakülteleri adı altında Milli Eğitim Bakanlığından ayrılarak akademik bir eğitim ortamına kavuşturulmuştur.

Günümüzde 61 üniversitenin yarıya yakınında eğitim fakültesi bulunmaktadır.
Pedagojik formasyon eğitimiyle birlikte ilgili dallarda Fen-Edebiyat Fakültelerine eş değer lisans eğitimi verilmektedir.

YÖK´ün yeni modeli, eğitim fakültelerinden branş öğretmenliği bölümlerini kaldırarak bu görevi Fen-Edebiyat Fakültelerine vermekte, bazı bölümleri lisans düzeyine indirmekte bazı bölümleri de Anabilim Dalı´na dönüştürmektedir.

Yeni modelde beş bölüm bulunmaktadır.
1-Temel Eğitim Bölümü
2-Yabancı Diller Eğitimi Bölümü
3-Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü
4-Beden Eğitimi Bölümü
5-Eğitim Bölümü

Birbirinden ayrı iki branş “Resim-İş Eğitimi Bölümü” Resim-İş Öğretmenliği adı ile, “Müzik Eğitimi Bölümü”ne Müzik Öğretmenliği adı ile “Güzel Sanatlar Eğitimi” bölümüne bağlanmaktadır.

1.Kasım 1994 tarihinde Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü´nde düzenlenen “Musiki Muallim Mektebinin kuruluşunun 70. yılında ve 2000´li yılların eşiğinde Türkiye´de Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Bölümleri ve Müzik Öğretmenliği Eğitimi” bölüm başkanları toplantısındaki sonuç raporunda gerçekleştirilmesi kararlaştırılan bazı önerilerin burada yeniden hatırlatılmasında yarar görüyorum.

Şöyle ki:

1-Müzik öğretmenlerinin eğitim fakülteleri müzik eğitimi bölümlerinden yetiştirme modelinden ödün verilmemeli.

2-“Müzik Öğretmenliği eğitimi Çerçeve Programı”nın yeni koşullar ve gereksinimler göz önünde bulundurularak sürekli geliştirilmesi.

3-Müzik kuramları eğitimi, ses eğitimi ve çalgı eğitimi Anabilim/ Anasanat dalları programlarının, müzik öğretmenliği programı çerçevesinde bütünleştirilmiş olarak durumları elverişli bölümlerde açılması.

4-Eğitim müziği besteciliği, müzik toplulukları eğiticiliği/yöneticiliği Anabilim/Anasanat dalları ile müzik eğitimi teknolojisi anabilim dalının kurulabilirlikleri üzerinde çalışılması.

5-İlköğretim öncesi müzik eğitimciliği programı ile ilköğretim okulu müzik öğretmenliği ve orta öğretim okulları müzik öğretmenliği programlarının oluşturulmasına ve geliştirilmesine başlanmalı.

6-Müzik öğretmenliği programları ile Anabilim/Anasanat dalları programları arasında çapraz bir yapının gerçekleştirilmesi.

7-Tüm müzik eğitimi bölümlerinde düzenli, sürekli ve etkin işlerliği olan birer “program geliştirme birimi oluşturulması”.

8-Müzik eğitimi alanında bölümler arası çağdaş yapılanmanın tamamlanması.

Özetlenen bu öneriler arasında müzik eğitimi bölümlerinin daha da bağımsız hale getirilerek “Müzik Yüksekokulu”, “Müzik Akademisi” ya da “Müzik Fakültesi”ne dönüştürülmesi tartışılırken, elimizdeki mevcut olan “Bölüm”de ortadan kaldırılarak “Güzel Sanatlar eğitimi Bölümü”ne “Müzik Öğretmenliği” adı ile bağlanıp bir programa dönüştürülmektedir.

Kendimin de yer aldığı 1.Kasım.1994 bölüm başkanları toplantısından sonra Bolu ve Bursa´da dört toplantı gerçekleştirilmiş, önemli kararlar almış, alınan bu kararlar ilgili fakülte dekanlıklarına, üniversite rektörlüklerine, üniversitelerarası kurul başkanlığına, YÖK başkanlığına ve Milli eğitim Bakanlığına sunulmuştur.

Şimdi sormak gerekir, nerede kaldı Türkiye´nin gerçekleri, toplumumuzun ve bireylerimizin beklentileri, müzik kültürümüzün özellikleri, ulusal eğitimimizin hedefleri, çağdaş müzik eğitiminin nitelikleri ve çağın gerekleriyle tutarlı yeni ve kapsamlı bir yapılanma?

Bu ülkede 1,5 milyon genç üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Bir milyon kişi hafta sonu sinemaya gidiyor, her yıl sanat, müzik, sinema şenlikleri yapılıyor. Hem de uluslar arası düzeyde.

Üniversitenin özerk ortamında eğitimini sürdüren eğitim fakülteleri yeniden yapılanma adı altında fonksiyonsuz hale getirilerek ortadan kaldırılmak mı isteniyor?

Öğretmen yetiştirmede yeni bir maceraya gidilmesinin önleneceğini ümit ederek başta YÖK ve M.E. B. olmak üzere böylesine duyarlı bir konuda ilgililerin bir kez daha tartışmalarını, birkaç kişinin görüşlerinin “ben yaptım oldu” zihniyetiyle geçerli olmamasını bekliyoruz

---

Yazıyı Tavsiye Et ♫

Yorumlar

---

Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.

Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.