Yazılar
Müzik Kenti Viyana’da Halkın MüziğiSayı: - 27.12.2005
Viyana’nın müzik sanatındaki, özellikle sanat müziğindeki önemini hep biliriz. Yaşamını yüzyıllarca sürdüren bir imparatorluğun başkenti, kültür ve sanatın da ilginç kaynaklarından biri sayılmış, pek çok düşün ve sanat adamı verimleri için uygun ortamı orada bulmuştur. Bunlardan yalnız müzikçilerin birkaçını saymak sanırım bu tarihsel gerçeği bir kez daha belirlemeye yetecektir: Gluck, Mozart, Haydn, Beethoven, Salieri, Brahms, Mahler ve daha pek çokları… Viyana halkı sanat müziğine eğitim yönünden kuşkusuz hala yüksek bir orantı oluşturmakta… Ama gene kuşkusuz bütün kent insanları her an her fırsatta opera, senfoni, konçerto, sonat ve üçlü, dörtlü, beşli de dinlemiyor doğal olarak… Her tür müziğin iyisini seçiyor, ünlü içki evlerinde de bir tür halk müziğini yeğ tutuyor.
Viyana’ya gitmiş olanlar kentin dört bir yanına yayılmış köy ve semtlerden bazılarının kendisine özgü üzümlerden üretilmiş şaraplardan ve bu şarapların gene kendine özgü gelenek ve törelerle tüketildiği içki evleriyle ün yaptığını görmüşler, şarapların tadına bakmışlardır. Bu köylerden Grinzing, Stevering, Gumpoldskirchen, Mödling, Stammelsdorf hemen tüm şarap severlerce bilinir. “Yılın Şarabı” anlatımının kısaltılmasından türemiş “Heurigen” dedikleri içki evlerinin özellikleri nelerdir Viyana’da? Birbirini tanıyan, tanımayan, kadınlı erkekli her yaştan, her soydan, her sınıftan insan büyük masif masalar çevresinde toplanıp, selam sabahtan sonra tertemiz, sağlıklı kızların dörtte bir litrelik bardaklarla getirdikleri şarap türlerini tadarak siparişleri verirler. Şarap sağlandıktan sonra sıra yiyecek sorununa gelir. Yiyecek açık büfeden sağlanır “Heurigen”lerde… Bu büfelerin alışılmış yiyecekleri arasında turşu, peynir, salata ve sosis türleri sıcak sıcak fırınlanmış sığırdili ve domuz kızartması özellikle rağbet görür. Bunlardan yeterince istenip tepsiye konur, gene yeterince tabak, çatal, bıçak, kâğıt peçete alınır ve masaya yollanır. Artık yiyip içip sohbet etmemek, şarkı söylememek için neden kalmamıştır. Bu sohbetler dostça, arkadaşça yapılır, bağırılıp çağırılmaz, tartışılmaz, hele kavga hiç edilmez, yalnızca gülünür ve söyleşilir… Ama çevrede kimseyi rahatsız etmeden, sevgiyle, saygıyla… Böyle ortama “Gemütlichkeit” diyor Viyanalılar ve Almanca konuşan uluslar. Türkçe belirli ve tam bir karşılığı yok bu deyimin. Keyif, zevk, rahatlık, mutluluk gibi ad ve sıfatların tümünü beraberce anlatan bir deyim bu.
Peki, bu ortamda müzikseverliği ile ünlü Viyanalı ne dinler acaba? Kendine özgü şarap, kendine özgü yemek ve elbette kendine özgü müzik. “Schrammelmusik” denir bu müziğe… Ve çoğu kez şarkılar oluşturur dağarını. 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Schrammel adlı iki müzikçe kardeşten gelir bu ad: Johann Schrammel 1850’de doğmuş, 43 yıl yaşamış, Joseph Schrammel 1852’de doğmuş gene garip bir rastlantıyla 43 yaşında ölmüş… İkisi de kendi kendilerini yetiştirmişler ve genç yaşta Viyana eğlence yaşamına atılıp kurdukları üçlü ile tanınmışlar. Bu üçlüde Johann keman, Joseph klarnet ve Strohmayer adlı bir müzikçi gitar çalarmış. Üçlünün gördüğü ilgi üzerine benzer gruplar doğup hızla yaygınlaşmış. Günümüzde bir Schrammel topluluğu genellikle iki keman, akordeon ve gitardan kurulu. Bu tür müziğin inceliklerini tanımak, öğrenmek kolay değil, yıllar sürüyor… İçki evlerindeki Schrammel topluluklarının orta yaşlılardan oluşmasına baş neden bu özellik. Schrammel müziğinin ana dağarını şarkılar oluşturur. Genel karakterleri beste ve sözleriyle pek iyimser değildir bu şarkıların. Doğaya özgü melankoli, derin ve içli bir duyarlık karışır bu ezgi ve dizelerde… Dinlediğinizde geçen yüzyılın ünlü Avusturya başbakanı Mettermich’in “Aysa Viyana’da Yarış Caddesinden başlar…” sözüne hak vermemiz olanaksızdır… Schrammel şarkılarının belki en ünlüsü “Wien Wien nur du allein…” “ Viyana Viyana yalnız san…” adıyla bilinir. Rudolp Sieczynski adlı bestecinin bu ölümsüz melodisi 1912 yılında yayınlanmış, ünlü tenor Richard Tauber’den başlayarak pek çok şarkıcının en sevdiği ezgiler arasına katılmıştı… İşte bu dizelerden bazıları:
Viyana Viyana yalnız sen
Düşlerimin kenti kalmalısın her zaman…
Oradadır eski yapılar,
Oradadır en sevgili kızlar…
Mutlu ve iyimserim yalnız orada…
Viyana’da Viyana’da…
Bir diğer Schrammel şarkısı: “Şarap tat verir yaşamımıza…” Şarkı 1949 yılında 75 yaşında ölen Edmund Eysler’in “Gülen Koca” adlı operetinden… Şarap baş konu doğal olarak:
Yirmisinde tadı aşktır şarabın
Otuzunda tadı gene aşktır şarabın
Kırkında öpüşler sürdürür lezzetini
Ellisinde öpüşler yitirir etkisini
Yaşlılıkta soğur artık yavaşça ısılar…
Kente özgü bir baş şarkı örneği daha: “Mei Mutterl war a Weanerin” “Anacığım Viyanalıydı”… Küçük minik şeyler Almancada “chen” takısını Viyana’da “L” takısını alıyor: anne anlamına gelen “Mutter”den bir örnek; bizler “anacık” diyoruz Almanlar “Mutterchen”, Viyanalılar “Mutterl”… Almancada şarkının adı şöyle “Meine Mutterchen war eine Wienerin”… Viyana’da ise böyle: “Mei Mutterl war a Weanerin”.
Peter Kreuder’in bir melodisi Viyana’da çok sevilir: “Sag beim Abschied leise Servus” –Vedalaşırken yavaşça “Selam! de yeter”… Ozan Langesfelder’in yazdığı dizelerde genel anlam şu: “Vedalaşırken hafifçe Selam! de yeter… Böylece şaraba ve aşka tekrar kavuşursun, Allahaısmarladık veya elveda deme, bulamazsın onları bir daha…”
Yazıyı Tavsiye Et ♫
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmadı.
Yorumları okumak yada yorum yazmak için sisteme giriniz.